Hadis rivayetinin başladığı dönemden itibaren tenkitler de başlamıştır. O tenkitler bugün olduğu gibi sünneti yok etmek ortadan kaldırmak için yapılmıyordu. Yapılan iş ilkesiz ve karakucak güreşi gibi değildi. Hakikati bulmak, doğruyu ve yanlışı tesbit etmek içindi.
Bu yüzden hadisleri (Sünneti) konu edinen 52 tane ilim ortaya çıktı. Siz hadis inkarcılarına sorsanız bunların on tanesinin adını bile sayamazlar.
Aslında hadislerin problemleri çok çok önceden çözülmüştür. Bu konuda yapılan çalışmaların şimdi milyonda birini anlayacak ve anlatabilecek olanlar beri gelsinler. Yani hadis ilimlerinden kaç inkarcının haberi var.
Şimdi yapılan iş vicdanın tatile çıktığı ve cüzdanın insan olma duygusunun, dahası imanın önüne geçtiği bir çalışmadır. “Hayır” diyen varsa, kafasını biraz daha öne çıkartsın da ne kadar doğru söylüyor bakıp görelim.
İşte Hadis (Sünnet) tenkidinin temel ilkeleri:
1- Hadis verenin, haber verdiği olaya tanık olup olmadığının, doğru algılama konusunda bir engel bulunup bulunmadığının, haberi doğru olarak aktarmasını engelleyecek herhangi bir neden, engel veya kusur bulunup bulunmadığının araştırılması.
2- Haberin başka kaynaklardan te’kidi yani aynı haberi veren başka kaynaklar olup olmadığının araştırılması, varsa ikisinin karşılaştırılması.
Başka kanallarla araştırmaya i’tibar denir. Yine hadis ilminde kendisinden sadece bir kişinin rivayette bulunduğu, bir kişi dışında ravisi olmayan hadis ravilerine güvenilmez. Bu tür ravilere Mechülü’l-ayn denir.
Hadisin farklı kanallardan toplanmasına cem’u’t-turuk, bu kanalların karşılaştırılmasına muazara denir.
3-Bize ulaşan bir haber değişik kaynaklardan gelmiş olsa da haberin doğruluğu için haberin içeriğine de dikkat ederiz.
Tarihin hiçbir sayfasında hakkında 52 ilim dalı olan, senet ve metinleri defalarca tetkik edilmiş, rivayet edenin bile her yönden incelendiği bir ilim dalı yoktur. Buna rağmen devamlı saldırı altında kalmaktan kurtulamamıştır sünnet.
Kıyamete kadar da bu ölçüsüz ve haksız saldırı devam edecektir. En azından küfrün hakkı yok etmek, Kur’an-ı Kerim’i anlaşılmaz hale getirmek için Sünnet’e yani Hadisler’e saldıracaklardır.
Saldıranın kafir olduğunu bilmemiz bizi bu savaşta sağlam durmaya iter. Fakat bir de bu kafirlere ismi bizden olanlar katılınca savaş alanı daha bir tehlikeli olmaya başlıyor.
Burada ne demek istediğimi hadis inkarcılarının gerçek yüzlerini ve içlerindeki düşmanlığı ortaya çıkardığım gün çok açık bir şekilde anlayacaksınız.
Şimdilik birazıcık sabır lütfen.