Pazar, Kasım 10, 2024
Ana SayfaGenelYahudi Dünya Hakimiyeti Devleti Hayali!

Yahudi Dünya Hakimiyeti Devleti Hayali!

ÖZET

(İşte size Yahudi Dünya Hakimiyeti Devleti Hayali’nin kısa bir özeti. Yazının bütününü okumaya zamanınız yetmezse, bu özeti okuyunuz ve okutunuz.)

Allah Teâlâ tarafından maymun ve domuza çevrilerek zelil edilen Yahudiler, devlet kurmak ve dünya hakimi olmak için yola çıktılar. Önce muharref Tevrat’a uydurma ayetler yerleştirerek “Vadedilmiş Topraklar” yalanını beyinlere kazıdılar.

ABD’li Albert Pike, İtalyan Giuseppe Mazzini’ye mektup yazarak 3 Dünya Savaşı çıkarılmasını ve yapılması gerekenleri anlatmıştı. Bu ikisi de 33. dereceden mason ve Yahudi’dir.

Napolyon, Yahudilerin kendisi için savaşmaları şartıyla 1789’da Filistin’de Yahudi Devleti kurma sözünü verdi.

Theodor Herzl, 1897’de Basel’da topladığı Yahudi Liderlere “Bundan 50 yıl sonra Küçük İsrail’i 100 yıl sonra da Büyük İsrail’i kuracaksınız” dedi.

Sultan Abdülhamid’den Filistin’i satın almak istediler. Satmadı. Ümitleri kalmayınca Arjantin‘de bir devlet kurma planları yaptılar. İngilizler de Uganda‘yı işaret etti. Sonunda Filistin’de devlet kurma kararı aldılar. Çünkü içerideki ajanları vasıtasıyla 1917 yılında İngilizler, 75 bin kişilik koca bir orduyu 500 Süvariyle esir almışlar, Filistin’i de işgal etmişlerdi.

Yahudileri 5 asır önce İspanya Soykırımı’ndan kurtaran Osmanlı’yı yıkmaya karar verdiler.

Rothschild Ailesinin tetikçisi Theodor Herzl’in dediği gibi, 1948 yılında Filistin’de Küçük İsrail kuruldu. 2000 yılından önce Yahudi Dünya Hakimiyeti Devlet kurulması gerekiyordu.

Bunun için ABD Başkanı Bill Clinton, Yahudi Monika ile yola getirildi. Türkiye’de Refah-Yol Hükümeti 28 Şubat Darbesi ile saf dışı edildi. Dünya hazırlandı. İkiz Kuleler de bunun için vurulmuştu.

ABD ve AB Büyük İsrail’in kurulmasına yeteri kadar desteği vermeye tam gönüllü olmadılar. Çünkü kendileri de biteceklerdi.

Yahudi dünyaya ders vermek için Lehman Brothers’ın sahipleri kendi bankalarını soydular. 600 milyar doları çalıp Çin’e yatırım yapmışlardı. Obama’ya “623 milyar dolar kaybettik. Yardım et” dediler. Banka krizi böyle başladı.

Baronlar, Çin’i Yahudilerin yeni Fedaisi olarak hazırlıyorlardı.

Putin, ABD’nin tek patron olduğu bir dünyada 21. Asır Soğuk Savaş Süper Devlet Tiyatrosu‘nda rol almayı reddetti. ABD’de Çin’i Süper devlet yapmaya karar derdi. Çin, ABD ne verirse alacak ve sadece rolünü oynayacaktı.

Bana göre, ya ABD, ya da Yahudi Baronlar intihar ediyorlardı. ABD Baronların niyetini öğrenince Çin’e düşman oldu.

Yahudiler, Çin’i dünyanın başına bela edebileceklerini anladıkları gün ABD’yi tarihe gömeceklerdi. Ellerindeki dolarları götürüp ABD Başkanı’nın masasına yığacaklardı. “Al bunları” diyeceklerdi. Başkan “Alamam!” diyecekti, ama ABD’nin bütün stratejik yer ve kurumlarını Yahudilere vermeye mecbur kalacaktı. ABD o gün batacaktı.

Bu niyeti anladığı gün ABD, “Ben yeni bir tür dolar basacağım” dedi. Bu kez Yahudi İmparatorluğu çatırdamaya başladı. Baronlar çareyi dolarları satma kararı aldılar ve Jacob Rothschild “Elimizdeki doları büyük oranda altına yatırdık” dedi. Bu kez ABD’nin planları çökmüştü.

Sonunda 10 liralık bir virüs ile bütün dünyayı dize getirdiler. Bunu ABD, Çin ve diğer süperler mi yaptı, yoksa Wallenbergler, Rothschildler, Rokefeller gibi Yahudi Aileler mi yaptılar? Bakalım bundan sonra ne olacak? Dünya nereye kadar gidecek?

Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler! Biz önümüze bakalım ve yolumuza devam edelim.

Bu kısa özetten sonra işte yazının tamamı:

YAHUDİ DÜNYA HAKİMİYETİ DEVLETİ HAYALİ

Bir hayal uğruna dünyaya akıl almaz kötülükleri yapan Yahudiler!.. İhanet ve zulmü bütün insanlara reva gören Yahudiler!.. Her zaman doyumsuz, her zaman katil, her zaman hırsız olan Yahudiler!.. Katlettikleri peygamberlerin sayısı bile bilinmeyen azgın Yahudiler!.. Taşkınlıkları yüzünden Allah Teâlâ tarafından maymuna ve domuza çevrilen Yahudiler!.. Ve Allah Teâlâ’nın lanetlediği azgın millet olan Yahudiler.

İslam Dünyası’nın kalbine yılan gibi çöreklenmiş olan bu azgın milletin bugün yaptıklarını hepimiz görüyor, duyuyor ve yaşıyoruz.

Bu yazıda sizlere Yahudi milletinin bütün dünyayı işgal etme planlarından söz edeceğim. Müsadenizle onların dünyayı işgal etme konusunda hangi yollarda yürüdüklerini ve yürüyeceklerini yine onların dilinden özetleyerek aktaralım.

Önce size dünyayı kan gölüne çeviren savaşları haber veren bir mektuptan söz edeyim.

ALBERT PİKE’DEN GİUSEPPE MAZZİNİ’YE DÜNYA SAVAŞLARI MEKTUBU

Albert Pike, Lucifer takipçisi yani şeytana tapan 33 dereceden mason biri. Giuseppe Mazzini ise, 33 dereceden bir mason. İkisi de Yahudi Dünya Cemiyeti’nde söz sahibi olan birer Yahudi.

Albert Pike ABD’de, Giuseppe Mazzini ise İtalya’da ikamet ediyor.

Albert Pike ABD’den İtalya’ya gönderdiği mektubunda Mazzini’ye dünyanın nasıl şekillendirilmesi gerektiğine yönelik plan, fikir ve amaçlarını yazmıştır. Çok uzun olan mektubun dünya savaşlarını ilgilendiren bölümüne göz atmak bizi epey şaşırtıcı bilgilere ulaştıracaktır.

Mektubun 1. Dünya Savaşı Bölümü:

“1. Dünya Savaşı, Illuminati’ye Rus Çarlığı’nı yıkarak, bu ülkeyi Ateistik Komünizmin bir kalesi yapmak için gereklidir. Britanya ve Alman İmparatorluğu içindeki örgütümüzün temsilcileri bu savaşı tetiklemeli, savaşın sonunda Komünizm kurulmalı ve dinleri zayıflatmak amacıyla diğer hükümetleri yıkmakta kullanılmalıdır…”

Birinci Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devleti tamamen yıkılmış, yerine 60 kadar devletcikler kurulmuştu. Başlarına da birer Yahudi veya kukla idareci getirilmişti.

Mektubun 2. Dünya Savaşı Bölümü:

“2. Dünya Savaşı, Faşistler ve Siyonistler arasındaki farklılıkların kışkırtılmasıyla tetiklenmelidir. Bu savaşın sonunda Faşizm yıkılmalı ve Siyonizm Filistin’de bağımsız bir İsrail Devleti kuracak kadar güçlenmelidir. Enternasyonal Komünizm, savaştan Hıristiyan dünyasıyla denge içinde bir güç olarak çıkmalıdır ki ona çıkaracağımız son karışıklıkta ihtiyacımız olacak…”

Bu savaş sonrası Alman ve Japonya İmparatorlukları yıkılacak, Filistin’de bir Gayri Meşru Yahudi İşgal Devleti kurulacaktı.

Mektubun 3. Dünya Savaşı Bölümü:

“3. Dünya Savaşı Siyonistlerle İslam alemi arasında Illuminati ajanlığının (CIA, FBI, NATO) sebep olacağı farklılıkların körüklenmesiyle tetiklenmeli. Bu savaş, öyle bir savaş olmalı ki İslam ve Siyonizm birbirini yiyerek yok etmeli. Bu arada diğer uluslar, fizikî ahlâkî, ruhî, iktisadî yıkımlara sürüklenerek bölünmeli. Öyle bir sosyal kargaşa yaratılmalı ki, herkes dinleri kanlı şiddetin temel sebebi olarak görmeli ve insanlar mutlak ateizme yönelmeli. Son olarak Lucifer’in saf ve mutlak doktrininin manifestosuyla Hristiyanlık ve ateizm de silinmeli. Bu sayede bir taşla 2 kuş vurulmuş olunacak.”

Bu savaş sonrası ise, “Yahudi Dünya Devleti” kurulması hayal ediliyor.

Buraya bir nokta koyup Napolyon ve Rothschild Ailesi’nin memuru Theodor Herzl’in yaptıklarına bir bakalım.

NAPOLYON BONAPART’IN FİLİSTİN’DE YAHUDİ DEVLETİ KURULMASI TEKLİFİ

Filistin’de bir Yahudi yurdu kurulması için ilk çağrı Napolyon Bonapart tarafından 1789 yılında Akka’da aldığı hezimetin arkasından yayınladığı bir bildiri ile yapılmıştır. Bonapart, bir Fransız gazetesinde yayınlanan, Balfour Deklarasyonu hacminde bir metinle, “Kendi bayrağı altında savaşmaları durumunda Filistin’i Asya ve Afrika Yahudilerine yurt olarak verme” vaadinde bulunmaktaydı. Tek şartı Yahudilerin Napolyon Bonapart’ın yanında savaşmalarıydı.

Bu teklifin sihhati tartışılsa da, yani bu belgeyi Napolyon değil de Yahudiler hazırlamış olsalar bile, bize Yahudilerin Filistin’de gözlerinin çok önceden olduğu fikrini verir.

THEODOR HERZL VE İSRAİL DEVLETİ’NİN KURULMASI

Hepimizin çok yakından tanıdığı ve Osmanlı’nın yıkılmasında büyük oyunlar oynayan Yahudi Theodor Herzl. Bu adam 1897 yılında İsviçre’nin Basel Kenti’nde Yahudi liderleri toplayacak ve şu emirleri verecekti:

“Bundan 50 yıl sonra Küçük İsrail’i, 100 yıl sonra da Büyük İsrail’i kuracaksınız.”

Buraya bir virgül koymadan bir iki söz etmek yerinde olur.

Thedor Herzl’in dediği gibi 1948 yılında Filistin’de “İsrail” adında küçük bir devlet kurdular. Fakat 1998 yılında “Büyük İsrail”, yani “Yahudi Dünya Devleti” kurulamadı. O yüzden meydana gelen hadiselere geçmeden önce geriye dönüp Yahudilerin yaptıklarına bakalım.

ARJANTİN’DE YAHUDİ DEVLETİ KURMA KARARI

Albert Pike’in 1817 yılında Mazzini’ye yazdığı mektupta 2. Dünya Savaşı sonrası kurulmasını istediği ve Theodor Herzl’in 1897 yılında “Bundan 50 yıl sonra kuracaksınız” dediği İsrail Devleti için toprak aranıyordu. Yahudi liderler Arjantin’de devlet kurma kararı aldılar.

Bunun için “Fransız Yahudisi olan Baron Maurice de Hirsch Yahudi Kolonisazyon Birliğini kurdu. Bu birlik, altın çağında, içinde 200.000 Yahudi’nin yaşadığı 600.000 hektarlık araziye sahip oldu. 1906 ile 1912 yılları arası senede yaklaşık 13.000 Yahudi Avrupa, Fas ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan Arjantin’e göç etti. 1920’de Arjantin’de 150.000 Yahudi yaşıyordu.

Fakat daha sonra Arjantin’de devlet kurma kararından vazgeçilecekti.

İNGİLİZLERİN SUNDUĞU UGANDA PROJESİ

Hatta bir ara İngilizler Uganda’da bir Siyonist Devlet kurulmasını teklif edecekti. Bu proje 1903 yılında yine Basel’de toplanan Dünya Siyonist Teşkilatı’nın çatırdamasını doğurmasına rağmen Theodor Herzl tarafından kabul edilecekti.

Yahudiler için bir devlet fikri kurma git-geller ile sonunda Filistin’de devlet kurma kararı alınmasıyla noktalandı.

BALFOUR DEKLARASYONU VE FİLİSTİN

Devlet kurma kararının Filistin’de noktalanmasında İngiltere yine başrol oyuncusuydu. Onlar hem Siyonistler’den kurtulacak, İslam Devleti’nin kalbine bir çiban dikecek hem Güney Amerika’daki çıkarlarını emniyet altına alacak hem de Afrika’daki kolonilerini korumuş olacaklardı.

İngilizlerin daha önce Uganda’yı Yahudi Devleti için proje olarak sunmalarındaki sebep, Siyonistlerin Osmanlı’dan toprak koparma ümitlerinin tükenmesi olarak gösterebiliriz. 1917 yılında Filistin’i işgal eden İngilizler bu yolda rahat bir nefes almış oldular.

75 BİN KİŞİLİK BİR ORDUNUN 500 İNGİLİZ SÜVARİSİ’NE TESLİM EDİLMESİ

Hafızalarımızın yok edildiği bir çağda yaşamanın zorluklarını hayal edebiliyorum. Ancak neye mal olursa olsun, bütün gerçekleri haykırma cesaretimizi de kaybetmememiz gerekiyor. Filistin’in Yahudiler adına İngilizlere teslim edenlerin vebalini ve ihanetin acısını bu millet daha ne kadar çekecek dersiniz.

Bunun hesabını Allah, peygamber, kitap, din, Müslümanlar adına sorma hakkım olduğu gibi, 75 bin kişilik bir ordunun teslimi neticesinde iki atası İngilizler tarafından Mısır’da kireç kuyularında kaynatılan bir torun olarak da sorma hakkım vardır herhalde.

Bu teslimiyeti aşağıda linkini vereceğim yazımda okuyacaksınız, ama bir noktayı da burada belirtmem gerek.

Filistin Cephesi Komutanı Mustafa Kemal, koca bir orduyu İngiliz Süvarisi’ne teslim ettikten sonra, kaçarak Adana’ya sığınacaktı. Adana Bahçecik’ten “İngilizlerin sulh şartlarını kabul edin” mealinde bir telgraf çekerek padişaha adeta emir verecekti.

Yıldırım Orduları’nın teslim edilmesi, Filistin’in bir an önce Siyonist devietin kurulması için bir hazırlık mıydı diye sormadan edemiyor insan? Tarih yalan söylemez, ama tarihin sayfalarını bize göstermeyen bazı güçler vardır.

Bu konu çok uzun. Biz yeniden Balfour Deklarasyonu’na dönelim.

BALFOUR DEKLARASYONUNUN TERCÜMESİ

Dışişleri Bakanlığı,
2 Kasım 1917

Kıymetli Lord Rothschild,

Majesteleri’nin Hükümeti adına, size Kabine’ye sunulup tasdiklenen, Yahudi Siyonist isteklerine yönelik aşağıdaki niyet deklarasyonunu iletmekten memnunum:
“Majesteleri’nin Hükümeti, Filistin’de Yahudi halkına ulusal bir yurt kurulmasını olumlu görmektedir ve bu amaca ulaşılması için elinden gelen gayreti gösterecektir. Filistin’de halen mevcut Yahudi olmayan halkların toplumsal ve dini haklarına ya da diğer ülkelerdeki Yahudilerin hak veya politik statülerine zarar verecek hiçbir şeyin yapılmayacağı açıkça anlaşılmalıdır.”
Siyonist Federasyonu da bu deklarasyondan haberdar ederseniz memnuniyet duyarım.

Saygılarımla,
Arthur James Balfour

OSMANLI NASIL YIKILDI?

Bunu anlatmak ciltler dolusu bir ansiklopedi yazmak demektir. Biz sadece “Yahudi Dünya Devleti”ne giden yolun nasıl açılmaya çalışıldığını bir kaç cümle ile açıklamaya çalışıyoruz.

24 MİLYON KİLOMETRE KAREDEN 780 BİN KİLOMETRE KAREYE NASIL DÜŞTÜK?

Uzun yazıları okuma mecburiyetinde bırakmama gayesiyle konuları kısaltarak birçok meseleyi katletme zorunda kalacağım için üzgünüm. O yüzden kısa kısa geçeceğim.

Bize ta ilkokuldan üniversiteye kadar ezberlettikleri klişe kelime ve cümleler vardır: “Kurtulduk! Kurtuluş! Kurtuluş Savaşı! Atatürk bizi kurtardı!” gibi sözler. Ben bunların hiçbirine inanmadım/inanmıyorum.

Kurtuluş Savaşı’nın niçin yapıldığını bir diğer yazımızdan okumuş olmalısınız. Ben burada o yazıya bağlı olarak ve “Yahudi Dünya Devleti Hayali”ne hizmet eden bir Siyonist Komplo’dan özet olarak bahsedeceğim.

OSMANLI’NIN YERİNE KURULAN 60 KOLONİ DEVLET

24 milyon kilometre kare topraktan nasıl oldu da 780 bin kilometre karelik bir yarımadaya sıkıştık? Bu nasıl bir kurtuluştu? Bunu bize dayatan liderlerimizden kaç tanesi Yahudi değildi? 60 tane sözde İslam Devleti’nin liderlerinden kaç tanesinin lideri Yahudi değildi?

Bunu söyleyebilmek için birilerinden izin almaya gerek yok sanırım. Osmanlı’nın elbirliği ile yıkılmasından sonra Siyonistler dünyaya büyük ölçüde hakim olmuşlardır. Düşünün büyük bir kısmı işgal edilen Osmanlı Toprakları’nda kurulan kafir devletlerin kaç tanesinin yöneticileri Yahudi değildi? Yine Osmanlı’nın yerine kurulan 60 kadar sözde İslam Devleti’nin kaç tanesinin ilk yöneticileri Yahudi değildi.

Bulunduğunuz Yahudi Olmayan Devletlerin idarecilerini Yahudiler’den seçin. Bunu yapamıyorsanız, idareci olacak olanları Yahudi kadınlarla evlendirin” emrini biz Siyon Liderleri’nin Protokolleri’nden öğrenmemiş miydik?

KURTULUŞ SAVAŞI SONRASI BİZİ YAHUDİLER YÖNETTİ!

Suud Hanedanlığı’nın seceresinin bile Hayber Yahudileri’ne dayandığı bir tablo ile karşı karşıyayız. Bizden kopan gayr-i müslim milletlerin yöneticilerinin Yahudi olması da tesadüf değil. Ya Osmanlı’nın yerine kurulan 60 kadar İslam Devleti’nin idarecileri?..

Kemal Atatürk’ün en yakın adamı ve 1923’ten 1950’ye kadar CHP’de Milletvekili olan Falih Rıfkı Atay bunu itiraf ediyor.

Kurtuluş Savaşı’nın Osmanlı’yı yıkmak için yapıldığını, Ankara’da kurulan paralel hükümetin hiçbir üyesinin Türk olmadığını ve hepisinin Macar ve Selanik Yahudisi olduğunu” söylüyor.

Ben, babam veya Çanakkale Gazisi dedem bunları söylemiş olsa, hemen itiraz edebilirdiniz. Çünkü bizler CHP’nin zulmünü altı nesil boyu görmüş ve bu yüzden de CHP’ye düşman insanlarız. Fakat Falih Rıfkı Atay’a nasıl itiraz edeceksiniz?

Bütün bunlar sırf Yahudi Dünya Devleti’ni kurmak için yapılmıştır. Çünkü Osmanlı’nın mirasçısı olarak iplerimiz Siyonistlerin elinde olmalıydı.

Bütün darbeler Rotschild’in de itiraf ettiği gibi bir daha ayağa kalkmamamız içindi. Diğer Osmanlı evlatlarına tatbik edildiği gibi bize de her on yılda bir darbe tatbik edilmiştir.

TÜRKİYE’DE 28 ŞUBAT DARBESİ

Refah Partisi 1995 yılında yapılan Genel Seçim’de 158 milletvekili ile birinci parti olarak seçimi tamamlamıştı. Önce ANAP ile hükümet kurmak istedi. Söz veren Mesut Yılmaz’ın tehdit edilerek caydırılması ile hükümet kurulamadı. Sonra Yüce Divanlık Tansu Çiller’in DYP’si ile hükümet kuruldu.

Erbakan’lı bir hükümet Büyük İsrail Devleti yolunda büyük bir engel olabilirdi. Erbkan’ın İslam Dünyası’nda sevilen bir lider olması da Siyonistleri korkutuyordu.

28 Şubat 1997 Postmodern Darbesi neticesinde hükümet düşmüş, Yahudilerin ve Batı’nın her işi yaptırabileceği bir hükümet işbaşı yapmıştı. Mesut Yılmaz, esas soyadı ile Mesut Akçal başbakan yapılmıştı. Yani Türkiye cephesi bu şekilde Yahudi Dünya Devleti için hazırlandı.

BİLL CLİNTON VE MONİKA LEWİNSKY

ABD Başkanı Bill Clinton Yahudilerin Büyük İsrail konusunda talep ettiklerini yapmama taraftarıydı. Fakat neye mal olursa olsun kökeni ta Napolyon’a dayanan Filistin’de devlet kurma istekleri bu noktadan sonra sekteye uğratılamazdı. Öyle ise, Clinton yola getirilmeliydi. Hemen planlar yapıldı. Yola çıkıldı. Çare Monika.

Yahudi Monica Lewinsky Beyaz Saray’da stajyer olarak işe başlatıldı. Vazifesi Başkanı yoldan çıkarmaktı. Yaptığı her hareketin video ve ses kayıtları tutuluyordu. 1998 yılında skandal patlak verdi.

ABD Başkanı Bill Clinton, Monika Lewisky ile yola getirilmiş oldu.

YAHUDİ DÜNYA DEVLETİ KURULAMADI

Theodor Herzl’in tabiriyle “Büyük İsrail” veya diğer adıyla “Yahudi Dünya Devleti” 2000 yılından önce kurulmalıydı. Herzl’in dediği gibi Basel Konferansı’ndan tam 50 yıl sonra 1948 yılında “Küçük İsrail” kurulmuştu. 100 yıl sonra da “Büyük İsrail” kurulmalıydı. Fakat kurulmadı. Neden?

Halbuki, Osmanlı’nın mirasçısı olan Türkiye 28 Şubat Darbesi ile yoldan çekilmiş, ABD yola getirilmiş, Afganistan ve Irak yerle bir edilmişti. Avrupa’da sesini çıkaramaz hale gelmişti.

Bu yapılanlar, Amerika ve Avrupa Orduları ile önce Ortadoğu’dan başlamak üzere bütün dünyayı işgal edecek yolun açılması idi. Yılanın başı Filistin’den çıkacak, bütün dünyayı dolaştıktan sonra geri Filistin’e dönecekti.

Ne ABD, ne de Avrupa buna tam gönüllü olarak katılmadı. Kimse “İkiz Kuleler Saldırısı” ile dünyanın kandırılması ve Afanistan ve Irak’ın yerle bir edilmesi olayında olduğu gibi bir zokayı daha yutmaya hazır değildi.

İşte buradan sonra yaşananları sıralamanın tam zamanı.

YAHUDİLER DÜNYAYA KIZGIN!

2000 yılına gelinceye kadar “Yahudi Dünya Devleti” kırılmalıydı. Ancak ABD, Avrupa ve diğerleri Yahudilere yardımda zayıf kalmışlardı. Bunun üzerine Yahudi hayali yine yarım kaldı.

Madem ki, Yahudi Dünya Devleti’ni kurma konusunda yardım etmiyorlardı, öyle ise hesabını vermeleri gerekiyordu. Yahudiler harekete geçtiler.

SİYONİSTLER ÇİN’E YANAŞIYOR

Bu arada Rotshild ve Rokefeller Hanedanlıkları güçlerini birleştirme kararı aldılar. ABD’li tarihçi Justin Mc Carty, “Osmanlı’nın ayağa kalkmaya başladığını gördükleri için Rotshild ve Rokefeller Hanedanlıkları güçlerini birleştirme kararını aldıklarını” söyleyecekti. Böylece düşmanlarına karşı daha büyük bir güç olacaklardı. Ayak sesleri duyulan Osmanlı’yı durdurmaları ve Yahudi Dünya Devleti’nin kuruluşunu hızlandırmaları gerekiyordu.

Baron Rotshild, durup dururken, “Çin’in ekonomisi kötüye gidiyor. Bizler Çin’e destek olmalıyız” açıklamasını yapacaktı.

Mesele Çin’in ekonomisi değil, gücü idi. Çin bir buçuk milyar nüfusa sahipti. Bu en azından bir milyarlık ordu demekti. Yahudinin arayıp da bulamadığı bir güç. O yüzden Çin’e yaklaşıyorlardı.

LEHMAN BROTHERS BANK NASIL BATTI?

15 Eylül 2008 Pazartesi günü, 150 yılı aşkın geçmişiyle Amerika Birleşik Devletleri’nin en büyük dördüncü yatırım bankası olan Lehman Brothers 600 milyar doları aşan yükümlülükleriyle birlikte iflasını açıkladı.

Hatta Başkan Barack Obama’ya başvurarak “623 milyar dolar kaybettik. Yardım edin diyeceklerdi. Aslında ortada iflas eden bir banka yoktu. Fakat ustalıkla hazırlanmış bir Yahudi oyunu vardı.

Lehman Brothers kendi bankasını soymuş ve Çin’e yatırım yapmıştı. Çin ile ilişkileri geliştirmek için bu gerekliydi. Lehman Brothers’ın yan kuruluşu olan Citi Bank, şubesi olan bütün ülkelerde yağlı müşterilerini Lehman Brothers’a kaydediyordu. İnsanlar Citi Bank’ın kapısından giriyor, Lehman Brothers’ın müşterisi olarak çıkıyorlardı.

Krizin duyulmasından sonra Citi Bank’ın müşterileri banka şubelerinin yolunu tuttular. Banka çalışanları “Siz bizim değil, Lehman Brothers’ın müşterisisiniz. Biz sadece aracıyız. Bakın işte imzalarınız. Lehman Brothers battı, paralar gitti.” diyorlardı.

Ben Almanya’da yüz binlerce Euro kaybeden insanlar tanıyorum. Bunların içerisinde Türkler bile var.

Lehman Brothers dünyayı soydu ve arazi oldu. Paralar Çin’de ve Çin’i Siyonizmin tetikçisi yapmak için kullanılıyor.

ABD ÇİN’İ SÜPER DEVLET YAPMAYA ÇALIŞIYOR

Siyonistler Çini elde etmeye çalışırken, ABD Derin Devleti de Çin’i o zaman süper devlet yapmaya çalışıyordu. Hikayenin aslı şu:

ABD, yeni yüzyılda Soğuk Savaş Dönemi’nde olduğu gibi Rusya’nın süper devlet rolünü oynamasını istedi. Fakat eskiden olduğu gibi olmayacaktı. ABD ne verirse, Rusya onu kabul edecekti.

Rusya’nın bunu kabul etmesi için ekonomisi iyi bir yere getirildi. Petrol fiyatları tavan yaptı. Ekonomi hatırı sayılır bir noktaya getirildi. Ve Rusya’ya rolü teklif edildi. Fakat Putin bunu kabul etmedi. Çünkü iki numara olmak onun kabul edeceği bir şey değildi. Elli elliye razı olabileceği konusundan geri adım atmadı.

PETROL FİYATLARI VE RUS EKONOMİSİ DİBE VURUYOR

ABD Rusya’yı bitirmeye karar verdi. Bunu da Suudi Arabistan’ın eli ile başlattı. Suudiler petrol fiyatlarını ABD’nin isteği devamlı ile düşürüyordu. Neticede fiyatlar 30 dolara kadar geriledi. Bu düşüş en çok Rusya’yı vuruyordu. Çünkü Arabistan petrolün varilini 6-7 dolara mal ederken, Rusya 21-22 dolara mal ediyordu.

Rolünü kabul etmeyen cezasını çekmeliydi. Aynen öyle oldu. ABD’nin baskısına Rusya yine boyun eğmedi. Biçilen rol beğenilmemişti. ABD bu kez yeni bir sözde Süper Devlet aramaya başladı. Amerikan Derin Devleti Çin’i sözde süper devlet yapacak ve dünyayı sömürmeye devam edecekti.

Karar verildi ve yola çıkıldı. Bizler bu yüzyılda da 20’nci asırdaki gibi iki kutuplu bir dünyaya tekrar kavuşacaktık. ABD ve Çin iki futbol kalesi olacak, diğer devletler de bu iki kale arasında gidip gelen top olacaktı.

BİRİLERİ İNTİHAR EDİYOR, AMA KİM? ABD Mİ, BARONLAR MI?

ABD’nin ve Siyonist Baronlar’ın Çin’i süper devlet yapma yarışını öğrendiğim an bayağı şaşırmıştım. Bu iki güçten biri intihar ediyor demiştim. İkisinden biri yanlış ata oynuyordu, ama hangisi?

ABD Çin’i süper devlet yapıp rol icabı karşısına dikebilirse, dünyayı bu ikisi yönetecek, ama patron ABD olacaktı. Eğer Baronlar Çin’i kazanıp dünyanın başına bela edebilirlerse, ABD yıkılacak ve Yahudi Dünya Devleti kurulmuş olacaktı.

İkisinin de aynı ata oynaması ile birinin yaya kalacağı muhtemel değil, mutlaktı.

ABD ÇİN’E DÜŞMAN OLUYOR

Çin’i süper devlet yapma çabasında olan ABD, bir anda Çin’e düşman oluverdi. Yüz seksen derece dönüş yaptılar. Sanırım Baronların niyetini öğrenmişlerdi. ABD, Çin’i rol icabı karşısına dikme planının ters tepeceğini görmüş oldu. Baronların desteği ile dünyanın başına bela olacak olan Çin, ABD’nin de sonunu getirebilirdi.

Bu kez ABD her türlü savaş taktiği uyguladı. Ekonomik, sinir, biyolojik, kimyasal savaş taktikleri uygulandı. Savaş korkusu vermek için ABD Donanması Çin’in etrafını sarmıştı.

ABD Kuzey Kore kapışması aslında Çin’e gözdağı vermek içindi. Amerika Çin’in etrafını saracak ve göz hapsine alacaktı.

Nihayet ABD on liralık bir virus ile Çin’i bitirecekti. Fakat bu koronavirüsün ABD-ÇİN yapımı olduğunu hikaye uzun olsa da artık biliyoruz. Ancak Çin Ekonomisi büyük darbe aldı. Çünkü Çin koronavirüs ile dünyaya hakim olma hayali kuruyordu. ABD’den çaldığı koronavirüs ile bütün dünyayı buluşturacak ve kendi milleti asla bundan etkilenmeyecekti. Bunu da kendi milletinin genlerini değiştirerek yapacaktı.

Ancak planlar bozulmuş, silah geri tepmişti. Wuhan’daki laboratuvarlardan virüs firar ederek Çin’i esir almıştı. Şimdi bütün dünyayı esir almış durumda.

SİYONİSTLERİN GELECEKTEKİ KORUYUCUSU ÇİN OLMASI BEKLENİYOR

Bu beklenti değil, Yahudilere ait bir karar ve eylem. Yirmi yıl kadar önce bunun yollarını yapmaya başladılar. Zaten “Siyon Liderlerinin Protokolleri”nde, biz çok önceden 7. Protokolün son paragrafında şunları okumuştuk:

Avrupa’nın Yahudi olmayan hükümetlerini kontrol altında tutma sistemimiz kısaca şöyle özetlenebilir: Onlardan bir tanesine karşı kuvvetimizi yıldırıcı teşebbüslerle göstereceğiz. Hepisine karşı ise; eğer bize karşı umumi bir ayaklanmaya imkan verirsek, Amerika, Çin ve Japonya topları ile cevap vereceğiz.”

Siyonistler, İslam Dünyası’na karşı daha önce hep ABD, Avrupa ve Rusya’yı kullanmışlardı. Şimdi yeni bir sayfa açıp Çin’i dünyanın başına bela etme yolundalar.

ABD İLE BARONLAR SAVAŞI VE ABD’NİN BATIRILMASI PLANLARI

Birbirlerini kullansalar da, ABD ile Siyonistler gizliden gizliye savaş halindeler. Çıkarları kadar birbirlerine dost ve düşman oluyorlar. Ancak Büyük İsrail hayalinin uzaması ve eskisi gibi ABD ve Avrupa’dan yeteri kadar destek alamamaları Siyonistleri deli ediyor.

Baronlar, Çin’i dünyanın başına bela edebileceklerini anladıkları gün, ABD’yi batıracaklardı. Bu bir günden az bir zaman içinde olacaktı. Hatta birkaç dakika bile yeterliydi.

Plan şu idi:

Çin Siyonistler tarafından teslim alınacaktı. Bu teslim alış Çini dünyanın başına bela etme şeklinde gelişecekti. Zamanı gelince de düğmeye basacaklardı. Bilindiği üzere Baronların elinde dünyanın doları vardı. Baronlar ellerindeki dolarları getirip ABD Başkanının masasının üzerine yığacaklar ve “Al bunları” diyeceklerdi.

ABD Başkanı: “Alamam! Nasıl alırım?” diyecekti.

Onlar, ABD’nin stratejik önemi olan bütün kurum, kuruluş ve topraklarına el koyacaklardı. Zaten bu pazarlığın duyulması ile Süper ABD tarihe gömülmüş olacaktı.

ABD, SİYONİST PLANLARI ALT ÜST ETTİ

Dolar ile yıkılma korkusu ABD’yi karşı harekete mecbur etti. Bir takım sebepler ileri sürerek ABD yeni bir dolar piyasaya süreceklerini ilan etti. Yeni dolar banknotları yırtılmaz, ıslanmaz, taklit edilemez türden olacaktı.

Karşılıksız basıp bütün dünyaya kakaladıkları paraları geri almayacaklardı. Yani bütün dünya bir anda ABD sömürünün esiri olacaktı. Çünkü her devletin elinde büyük oranda dolar kağıtları vardı. En çoğu da Baronların elindeydi.

ABD yeni dolarları kullanıma sunacağını dünyaya duyurduğu gün bir sıfır Baronların önüne geçti. Bir tek hareket Siyonistlere karşı savaşı kaybetmekten, ve yıkılmaktan kurtarmıştı. Adımlar tam zamanında atılmıştı.

ROTSHİLDLER DOLARLARI SATTILAR

Bu kez Baronları korku sardı. ABD’yi yıkma planı geri teptiği gibi, bir de iflas edip Dünya İmparatorluğu’nu kaybetme noktasına gelmişlerdi. Dolarları altın ile yer değiştirdiler.

Dolar operasyonu tamamlanınca Baron Rothshild, “Elimizdeki dolarları büyük oranda altına yatırdık” dedi. Bu ABD’nin planlarını bildiklerinin ve tedbir aldıklarının ilanı idi.

Bu açıklama ile Siyonistler, “Bizi asla yıkamazsın ABD” demiş oldular.

ORTADOĞU’DA YAPILANLAR DA PLANIN BİR PARÇASIDIR

2000 yılına kadar kurulamayan bir Yahudi hayali var. Bu hayalin geçekleşmesi için her şey deneyeceklerdir. Dünyada bunlar olurken, İslam Dünyası’nı kendi haline bırakamazlardı.

Zamanın geçmesi, hayallerin sona ermesine sebep olabilirdi. Bunun için gereken yapılmalıydı.

Kur’an ve Sünnette Yahudi’nin başına Müslümanların eliyle gelecek olanlar yazılıydı. Bunun için de yapılacak son savaş gelmeden Müslümanlar bütünüyle ortadan kaldırılmalıydılar. Çünkü bu konuda ben ne biliyorsam, onlar da aynı şeyleri biliyorlardı.

Arap Baharı ile Cezayir, Tunus, Libya ve Mısır yeniden işgal edildi. Arabistan, BAE, İran ve bir takım ülkeler zaten Siyonistlerin yol arkadaşı. Suriye Arap Baharı hikayesi ile bir anda lider değiştirmedi. Dokuz yıldan beri Suriye Siyonistler için boşaltılmaya çalışılıyor. Evet orada ABD, Rusya, İran ve AB Ülkelerinin gözü var. Ancak nihayette işgal edilen bütün topraklar Siyonistlerin malı olarak görülüyor. Çünkü her yapılan sonunda Siyonistlerin defterine artı olarak yazılır.

BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ

Bir de BOP var. İçeriden ve dışarıdan birilerinin başımızı ağrıtma adına kepazeleştikleri bir konu. Fakat bazıları BOB’un sınırlarını bile bilmezler.

BOP Projesinin sınırları HİNDİSTAN ve CEBELİTARIK arasındaki bölgedir. Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi Kuzey Afrika’dan İRAN Körfezi’ni de kapsayacak şekilde PAKİSTAN’a, FİLİSTİN’e, ORTA ASYA’ya ve KAFKASLAR’a uzanan bölgedir. Bu bölgede ARAP ÜLKELERİ, İSRAİL, PAKİSTAN, BANGLADEŞ, AFGANİSTAN, İRAN, ERMENİSTAN, AZERBAYCAN, GÜRCİSTAN ve TÜRKİYE yer almaktadır. Büyük Ortadoğu Bölgesi’nin yüzölçümü yaklaşık 12 milyon metrekare, nüfusu ise 800 milyona yakındır. ABD 1998’de BAŞKAN Clinton Dönemi’nde 21.Yüzyılı şekillendirme adı altında yeni bir STRATEJİK YAKLAŞIM geliştirmiştir. Bu yaklaşımın amacı, DÜNYAYI ABD’nin milli çıkarları doğrultusunda şekillendirmektir.11 Eylül 2001 saldırılarından sonra ABD’nin AFGANİTSAN ve 2003 yılında IRAK’a müdahalesi ve işgali bu stratejinin ilk adımı olmuştur.

BOB bir ABD projesi olarak karşımıza çıksa da, yukarıda belirttiğimiz gibi Yahudi’nin defterine kaydedilecektir.

SİYONİSTLER’İN SON UMUDU 3. DÜNYA SAVAŞI

Siyonistler, her şeyi yapıyor, bir çok mevziyi kazanıyor olsalar da, bir korku ve ümitsizlik yaşıyorlar. Allah Teâlâ’nın vadettiği ve Rasûlullah’ın da bize açıkladığı “Büyük Savaş” gelmeden hükümdarlıklarını kurma çabasındalar. Müslümanlar ile Siyonistler arasında zuhur edecek olan ve Yahudileri bitirecek olan “Büyük Savaş” Siyonistlerin dünyayı teslim almak istedikleri 3. Dünya Savaşı’ndan önce mi, yoksa sonra mı çıkar bilmiyoruz. Bu savaşın 3. Dünya Savaşı olarak zuhur etmesi de mümküm mü? Onu hiç bilmiyoruz.

Ancak Yahudiler dünyayı teslim almak için 2021 yılında başlatıp 2024 yılında bitirmeyi planladıkları 3 Dünya Savaşı’na bel bağlamış durumdalar. Bu savaşta iki milyar insanı imha etmeyi düşünüyorlar. Savaş sonunda da “Yahudi Dünya Devleti”ni kurmayı hayal ediyorlar.

Bu savaşın çıkması ile gerçekten iki milyar insanın telef olacağını düşünüyorlarsa, biz buna en az iki milyar daha eklemek zorundayız. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’ndaki dünya yok artık. O zamanlar dünya nüfusunun büyük bir bölümü kendilerinin ekip yetiştirdiklerini depoluyor ve en az bir yıl yiyorlardı. Şimdi bir çok insanın evinde üç günlük yiyeceği bile yok.

Bir koronavirüs alarmı ile Avrupa’da marketlerin rafları bomboş kaldı. Bir dünya savaşında neler olur acaba?

YAHUDİ DÜNYA DEVLETİ NE DEMEK?

Bunun cevabını 24 protokolden oluşan “Siyon Liderlerinin Protokolleri” isimli bir kitapçıkta bulmak mümkün. Fakat biz lafı uzatmadan Yahudi Dünya Devleti’nin kurulması demek, bütün dünyanın Yahudi’nin olması ve bütün insanların da Yahudilerin kölesi olması demektir, diyelim.

Ben, ister Müslüman olsun, isterse kafir olsun, bütün milletlere çağrıda bulunuyorum. Eğer esarette yaşamak, köle olmak, yok edilmek istemiyorsanız uyanın diyorum. Bir de Müslümanlara yapacağınız her kötülük Siyonistlerin defterine artı puan olarak yazılacaktır. Bunu da asla unutmayın!

KİM DÜNYAYI NE ADINA YOLA GETİRMEYE ÇALIŞIYOR?

Koronavirüs ile bütün dünya allak bullak oldu. Bu Allah’ın bizleri yola getirmek için verdiği bir bela mıydı, yoksa dünyayı teslim almaya çalışanların bir oyunun mu? Birilerinin dünyayı teslim almak için kullandığı bir silah dahi olsa, yine Allah Teâlâ’nin onların gerçek yüzlerini görebilmemiz için buna izin verdiğini, ya da planların son noktaya ulaşamadan ifşa ettiğini de düşünebiliriz.

Bu virüs bir silah ise, bunu silah olarak kullananlar kimlerdi? ABD ve Çin mi? Başkaları da var mı? Wallenbergler, Rothschildler ve Rokefeller bu işin neresinde? Vatikan, Kraliçe, Rusya, Avrupa ne düşünüyor, ne yapıyorlar?

Birçok ülkeden kaçırılan toplam 3,9 trilyon dolar nereye ve kime gitti? Bill Gates bu işin neresinde? Ve diğerleri…

Sorular çok. Yalnız bir takım devlet ve güçler kendi çıkarlarına mı hizmet ediyorlar yoksa Yahudi Dünya Hakimiyeti Devleti kurulsun diye mi çabalıyorlar bilmek zor.

YAHUDİ DÜNYA HAKİMİYETİ DEVLETİ’Nİ KİME KURDURACAKLAR?

Siyonistler doğrudan savaşa girmeden, can ve kan vermeden “YAHUDİ DÜNYA DEVETİ”ni kurmayı planlıyorlar. Bunu da “goim” yani “hayvan” adını verdikleri Yahudi Olmayan Devletlerin halklarına yaptıracaklar.

Siyon Liderlerinin Protokolleri’ndeki 3. Protokolün 8 ve 9. paragrafında bu doğrudan açıklanıyor:

Biz avam tabakasını açlığın doğurduğu sıkıntı, haset ve kin ile harekete geçirecek ve yolumuzun üzerinde bizi engelleyen ne varsa onların elleri ile silip yok edeceğiz.”

Bütün dünyaya hükmedecek olan hükümdarımızın taç giymesi vakti gelince, aynı eller ona engel olabilecek her şeyi ortadan kaldıracaklardır.”

Gayet açık. Bize düşen bunların emellerine hizmet edecek olan hal ve hareketlerden uzak durmaktır. Eğer Siyonistlerin esir ve kölesi olmak istemiyorsak, gereğini yapmak zorundayız.

Bunu dört beş yıl önce Almanya’da bana “Osmanlı yıkıldı, dünyanın düzeni bozuldu. Şimdi Osmanlı var olsaydı, ben ülkemden kaçıp Almanya’da sürünüyor olmayacaktım” diyen Sırp genci tehlikeyi çok güzel bir şekilde açıklamış oldu. Önce 60 tane İslam Devleti birleşerek Osmanlı’yı yeniden kurulacaktır. Gayr-i Müslimler de bunu destekleyerek kimseye haksızlık yapılmayan bir dünya düzeninin yeniden kurulması için çalışacaklardır.

Başka bir fikri olan var mı? Bizim Allah’ın dinini hakim kılma hayalimiz olmazsa, başkalarının küfür nizamı kılma hayalinin altında eziliriz. İman edenlerin de, etmeyenlerin de kurtuluşu bize bağlı.

Muhammed Mücahid Okcu
www.muhammedmucahid.com

RELATED ARTICLES

Most Popular

Recent Comments