Birilerinin nasırına basmışız. Birilerinin canlarını yakmışız. Birilerinin rüyalarını bölmüşüz. Yine birilerinin olmayan onurlarını fena halde zedelemişiz.
Allah, Peygamber, Kur’an, Sünnet, İslam, Müslüman ve Vatan Düşmanlarını çok çok kızdırmışız. Onlar da bizi susturmaya, en azından sesimizi kısmaya karar vermişler. Lakin bizim buna alışık olduğumuzu unutmuşlar.
Dijital terörü biz sadece bugün yaşamadık ki, susturduklarından emin olsunlar. Biz “Yeter!” demedik ki, onlar terörlerinin neticesinden dolayı bayram yapsınlar. Ancak onlar bayram yapmaya çok erken başladılar. Kendilerince iman ve insanlık savunucusu ve ıslah olmaz bir adamı susturmanın hazzını yaşadıklarını göstermek için bayram yapmaya başladılar.
Lakin bayramları kısa sürdü. www.muhammedmucahid.com yine geri döndü.
Dijital Terör ile bizi 1000 kez SUSTURMAYA kalksalar bile, biz 1001. kez yine ayağa kalkmaya hazırız Allah’ın izniyle. Bu kavga kıyamete kadar sürecektir.
Siz kardeşlerim de kimin nasırına bastığımızı merak ediyor olmalısınız!
FETÖ’nün mü, PKK’nın mı, CHP’nin mi ya da KUR’AN VE SÜNNET İNKARCILARININ mı nasırına bastık? İslam düşmanı devletlerin, istihbarat örgütlerinin, misyoner örgütlerin, Kiliseler Birliği’nin tekerlerinin önüne mi taş koyduk?
Bunların hepsine kök söktürdüğümüz olmuştur. Fakat Dijital Terör kimden geldi, henüz çözemedik. Daha önce saldırıları takip ettiğimizde, önümüze ticarethane görünümlü bir kuruluş çıkıyordu. Onları takip ettiğimizde de koca koca İstihbarat örgütlerinin gölge kuruluşu olduklarını buluyorduk. Faka bu defa işler biraz daha karıştı. Cepheler fazlalaştı.
Açıkça söylemem gerekirse, Türkiye ve Japonya’dan eş zamanlı bir saldırı sonucu onlarca sitemiz devre dışı kaldı. O günden beri de siz kardeşlerim sitelerimize ulaşamaz hale geldiniz.
Her kim bu terörü yaptıysa, bana olan düşmanlıkları için yaptı. Özel sitemizi devre dışı bıraktılar.
Yani www.muhammedmucahid.com sitemizi çökerttiler. Tamam. Ancak haber sitemizden ne istediler? Sonra hafızların hatimle KUR’AN okudukları sitemizden ne istediler? Ya ticarî sitelerden ne istediler?
Ne istediklerini söylemeye fikirleri yetmedi mi? Söz söylecek mecalleri mi yoktu ki, Dijital Terör ile işi bitirme yolunu seçtiler?
En çok Kur’an Ve Sünnet İnkarcıları adını verdiğim adamların bütün ihanetlerini azar azar ifşa etmeye başlamıştım. Onların ipini tutanların bu terörü estirdikleri konusundaki şüphelerimiz büyüktür. Fakat diğer düşmanları da göz ardı edemiyoruz. İnşaallah hepsi bir bir ortaya dökülür.
Bizi de bu kadar süre meşgul etmiş oldular. Hak ve Batıl Savaşı tarihin başlangıcından beri devam etmektedir. Kıyamete kadar da sürecektir. Bundan kimse kuşku duymasın!
Evet!.. Düşünebildiğiniz dünyanın en büyük ordularından daha zehirli, daha tehlikeli bir ordu, Batılı Küfür Devletleri’nin kurup yönettikleri Kur’an Ve Sünnet İnkarcıları Orduları’dır. İslam Ülkeleri başta olmak üzere her tarafı istila etmiş olan bu orduda isimleri bizden, ama kalpleri ve beyinleri asla bizden olmayan paralı askerler var.
Paralı askerler ancak yakıp yıkıp öldürdükçe para kazanırlar. Bu Kur’an Ve Sünnet İnkarcıları da İslam’ın hükümlerini bozdukça, evlatlarımızı dinsiz, imansız yaptıkça para kazanıyorlar.
Bunlara Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu hoca “Misyoner İlahiyatçılar” adını verdi. Ben de “Tapınak Şövalyesi İlahiyatçılar” adını verdim.
“Misyoner İlahiyatçılar” kitabında misyonerliğin, casusluğun temel kavramlarını bulacaksınız. İnşaallah bitirmeye muvaffak olursam, “Tapınak Şövalyesi İlahiyatçılar” kitabında ise, misyoner ilahiyatçıların isimleri Müslüman olmalarına rağmen küfrün en gözde savunucuları olduklarını göreceksiniz.
Kimlerden maaş aldıklarını, kitaplarını kimlerin basıp dağıttıklarını, makamlarını kimlerin vasıtası ile elde ettiklerini göreceksiniz. TV, radyo, gsazete, dergi, yayınevi, kitapevi, okul, akademi, dernek, vakıf gibi ne varsa, onları küfür devletlerinin kurup ellerine tutuşturduklarını göreceksiniz.
Hatta inkarcıların yazılı sesli ve görüntülü bütün yayınlarının yer aldığı internet siteleri ve sosyal medya hesaplarını idare edenleri maaşlarını bile CIA’in ödediğini göreceksiniz.
Bu inkarcıların %40’ından azı İlahiyatçı, geri kalanı da ağzı laf yapan her mektep ve meşrepten inkarcı var. Mektepsiz olanları bile var. Bunlara toptan “İlahiyatçı Ve İlahiyatsız İnkarcılar” adını veriyorum.
Geçmiş dönemde yayınladığımız yazılardan bulabildiklerimizden güncel olanları tekrar yayınlayacağız. Büyük zahmet olacak, ama mücadelenin gereği budur. Zahmet çekmeden nimete kavuşulmuyor.
Bu noktada sizlerden bir fedakarlık, yani manevî destek bekliyorum. Sesimi herkese ulaştırmanızı istiyorum. Hak-Batıl savaşında yanımda olmanızı bekliyorum.
Dünyanın servetini ayaklarımın altına yığsanız beni mutlu edemezsiniz. Fakat mücadelemi hergün üç beş kişiye ulaştırmakla bana dünyaları vermiş olursunuz. Bunu asla unutmayınız!
Bu dünyaya kazık çakıp ahirete gitmeyen insan görmedim. Ancak,dünya kadar servetini burada bırakıp sadece 13 metre bez ile giden insanlar gördüm. Hatta o kefen bezini bile sırtına yüklenemeden dünyayı terkedenler gördüm. Onun için sizlerden sadece manevî destek bekliyorum.
Bu dava bizim. Biz de dava için ne gibi vazifelerimiz varsa, onları ifa edeceğiz. Buna mcburuz. Bu imanımızın gereğidir.
İnternet sitemizin bütün insanlık için hayırlara vesile olmasını Allah Teâlâ’dan dilerim.
Sizleri de her güzel muradınıza kavuşturmasını, her kötülüklerden de korumasını yine Allah’dan dilerim.
Gayret bizden yardım, hidayet ve muvaffak yalnızca Allah’dan dır.
Selam ve dua ile
Muhammed Mücahid Okcu
