MİSYONER İLAHİYATÇILAR NASIL TESPİT EDİLİR?
Bismillahirrahmanirrahim.
Selamun aleyküm ümmetimin güzel insanları!
İçimizden para ile satın alınıp İslam dinini yok etmek için kullanılan Misyoner İlahiyatçılar. Diğer adı ile Kur’an Ve Sünnet İnkârcıları. Para karşılığı İslam düşmanı kesilen insanlar için kullandığım iki terim.
Yalnız Misyoner İlahiyatçılar dediğim zaman bu ifadenin biraz yanlış anlaşılacağını düşünüyorum nedense! Misyoner İlahiyatçılar teriminden inkârcıların hepsi ilahiyatçıdır manası çıkabilir. Hayır asla öyle değil. Benim tespit ve teşhir ettiğim inkârcıların sadece %18’i doktora ve üstü ilahiyatçı diplomasına sahip. Hadi bu kadar da İmam Hatip Lisesi ve İlahiyat Fakültesi mezunu var diyelim. Geriye kalan %60’ın içinde ilkokulu 3. sınıftan terk etmiş misyoner bile var. Üstelik şimdiye kadar tespit ettiğim 90 kişilik misyonerden %15’i de Yahudi ve Hıristiyan. Biz hepsinin ilahiyatçı olduğu yanlışına düşülme sakıncasına rağmen Misyoner İlahiyatçılar ismini kullanacağız. Kur’an ve Sünnet İnkârcıları demeyi de ihmal etmeyeceğiz.
Bu girişten sonra esas konumuza gelelim.
Kur’an Ve Sünnet İnkârcılarını, yani Misyoner İlahiyatçıları nasıl tespit edebiliriz? Metodlu bir araştırma ile bu konuyu açığa kavuşturmak her zaman mümkündür.
Metodlu çalışmanın birçok faydası olacaktır:
Birincisi, içimizdeki Misyoner İlahiyatçıları tespit etme imkânı sağlaması.
İkincisi, tekfir konusu üzerinden bu kişilerin araştırılmasına engel olunmasını ortadan kaldırması.
Üçüncüsü de, yine tekfir konusu üzerinden misyonerler ile yüzleşmeye engel olmayı ortadan kaldırmasıdır. Her halükarda bu misyonerleri tanımak için bizim bir çizelgemiz olması gerekiyor.
Bu konuyu 7 maddede sonuca bağlayacağım. İslam düşmanlarını tek tek ifşa edersek mesele toptan çözülür.
Hemen işe başlayalım. Ancak bugün ben işe tersinden başlayacağım. Bu maddeleri en basitinden en önemlisine doğru sayacağım. Bu da bize adımı adım sonuca ilerlemeyi sağlayacaktır.
Allah’ın izniyle başlıyoruz.
1. İncelediğimiz İnsan Veya İnsanların İnkârcılara Bakış Açısı
Diyelim ki, içeride veya dışarıda bir veya birkaç inkârcıyı tanıyoruz. Onların inkârlarını eksiksiz olarak biliyoruz. İç ve dış bütün bağlantılarından haberimiz var. Önümüzde araştırmak istediğimiz insanları tanımak için kocaman bir şablon var demektir. Hedefteki kişiyi elimizdeki bu şablona göre inceler ve sonuca varabiliriz.
Üzerinde duracağımız ilk konu hedefteki kişinin inkârcılara bakış açısı olacaktır. Eğer bu kişinin dışarıdaki ve içerideki Misyoner İlahiyatçılara bakışını öğrenebilirsek birinci adımı geçmiş oluruz.
Bu en cılız, ama bizi hedefe doğru götürecek olan ilk delildir. Ben hiç aklımın ucundan geçmeyen kişileri bile bu yol ile tanımaya başladım.
Benimle birlikte İmam Hatip Lisesi’nde ve İlahiyat Fakültesi’nde okumuş arkadaşlarımın beyin ve kalplerini inkârcılara nasıl kiraya verdiklerini bu basit madde ile öğrendim. Yani Misyoner İlahiyatçılara olan muhabbetleri arkadaşlarımı ele verdi. Bunu bütün insanlara uygulayabilirsiniz.
Mevcut inkârcılara olan bakış açılarının müspet veya menfi oluşu yeni inkârcıları tanımanın en basit yoludur. Bu basit yolu eşeledikçe altından büyük gerçekler meydana çıkıyor. Ve sizi son noktaya doğru götürüyor.
2. Medya Ve Sosyal Medya Paylaşımları
Herhangi bir şekilde bir insanın inkârcılara ve inkârcılığa olan bakış açısını öğrendik. Sıra o kişinin varsa, sosyal medya ve medya hesaplarını incelemeye geldi.
Burada onun paylaşımlarını araştırmamız gerekiyor.
Bir arkadaşımın bir paylaşımını gördüm. İslam düşmanı bir paylaşım idi. Buram buram inkârcılık kokuyordu. Yazının ilk sahibini araştırdım. O şahsın katıksız bir İslam düşmanı olduğunu gördüm.
Arkadaşıma “Bu adam tam bir Kur’an Ve Sünnet İnkârcısıdır. Ondan uzak dursan iyi olur” dedim. Sen misin bunu diyen?
İlahiyat Fakültesi’nden beraber mezun olduğumuz ve uzun yıllar görmediğim arkadaşım bana düşman oldu. Bu düşmanlık ölüm tehdidine kadar vardı.
Bu en alt tabakadaki bir inkârcı. Kalburüstü inkârcıları da paylaşımları üzerinden tanıyabiliriz. Fakat bu da yeterli delil sayılmaz.
3. İnkârcılarla Kurdukları Dostluklar.
İkinci basamağı çıktıktan sonra sıra incelediğimiz kişinin inkârcılarla olan dostluklarını incelemek gerekiyor.
- Bu dostluk çeşitli yerlerde buluşma,
- Birbirlerine yaptıkları ev ziyaretleri,
- Tesadüfün ötesinde beraber yaptıkları seyahatler,
- Beraber TV, radyo, sosyal medya tartışmalarında boy göstermeleri.
Bu ve diğer konuları bir araya getirdiğiniz zaman o kişi hakkında belli bir kanaate ulaşabilirsiniz. Böylece resim azar azar berraklaşmaya başlar. Fakat bu da yetmez.
Devam edelim.
4. Yazdıkları Kitaplar
Üzerinde durduğumuz kişinin varsa, kitaplarını inceleyerek onun hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Bu noktada artık büyük oranda Misyoner olup olmadığı konusunda kanaat sahibi olursunuz.
Kitapları birçok gerçeği ortaya koyar:
1. Kitaplarında İslam düşmanlığı var mı?
2. Yazdığı kitapların intihal veya ithal olma durumu var mı?
3. Yazdım dediği kitapların kâfirler tarafından yazılıp bu adam veya madamın ismi ile yayınlanma durumu var mı?
Misyonerlerin efendileri kitap yazıp üzerine içimizden satın aldıkları insanların isimlerini yazarak piyasaya sürüyorlar. Biz de adamların kitap yazdığını sanıyoruz. Bu kitaplar arasında Kur’an Mealleri bile var.
Ben 164 tane Kur’an Mealini inceledim. Bunların 28 tanesinin altında ismi bizden Misyoner İlahiyatçıların imzası var. Bu meallerden bazıları kâfirler tarafından yazılmış ve bizimkilerin isimleri ile yayınlanmış.
Bun meallerden biri Mustafa Çavdar isimli bir adama aittir. Adamın mealini inceledim. Büyük tahrifat var. Tahrifatlar o kadar ustaca yapılmış ki, onun bunları yapması pek mümkün değil. Sanki bazı ayetlerin mealleri parça parça edilip diğer ayetlere serpiştirilmiş gibi duruyor.
Mustafa Çavdar’ı araştırdım. Hiçbir yerde, eğitimi, görevi, rütbesi ile ilgili bir not bulamadım. Adam zembille inmiş gibi duruyor.
Sonunda dayanamadım ve kendisine sordum:
- Eğitimin nedir? Cevap yok!
- Hangi okullardan mezunsun? Cevap yok!
- İslamî eğitimin ne? Cevap yok!
- Sonunda sinirlendim ve “Elindeki meali hangi misyoner kâfir yazıp senin eline tutuşturdu?” diye sordum. Bu soruma da cevap vermedi.
İncelediğiniz kişinin yazdığı kitaplar size o kişi hakkında yeteri kadar bilgi verir. Onun misyoner olup olmadığı konusunda geniş bilgi sahibi olursunuz. Bu adam katıksız misyoner diyebilirsiniz.
Kâfirlerin kitap yazıp satın aldıkları ismi bizden olanların ismiyle yayınlama meselesini bir misal ile açıklamaya çalışalım:
Almanya’da yaşayan gurbetçi Tuğrul Selmanoğlu’nu hepiniz tanırsınız. Ben onun çıktığı Alman televizyonlarında İslam ve Türkiye düşmanlarına nasıl ot yoldurduğunu gördüm. Birçok gurbetçi gibi televizyon konuşmalarını dinledim. İşte ona büyük bir teklif yapıldı.
Alman casuslar markaja aldığı Tuğrul Selmanoğlu’na şu teklifi yapıyorlar:
“Biz Recep Tayyip Erdoğan hakkında bir kitap yazdık. Senin ismin ile yayınlayalım. Amerika’da bir kuruluş bu kitaptan 8 milyon tane satın alacak. Senin bunda kitap başına 2 Euro kazancın olacak” diyorlar.
Selmanoğlu daha ilk gün 16 milyon euro kazanacaktı teklifi kabul etseydi. Bu vatan evladı bizim sözde ilahiyatçı ve ilahiyatsızlardan oluşan Misyoner İlahiyatçılar gibi din ve imanını satmadı.
Bunları Türkiye’de kendisi açıkladı.
Alkışlanacak bir insanî tavır görüyoruz.
Resim artık berraklaşmaya ve incelediğimiz kişinin inkârcı olup olmadığı ortaya çıkmaya başladı. Biz yine devam edelim.
5. Sünnet (Hadis) İnkârcılığı
Misyoner İlahiyatçıları tanımanın bir diğer yolu Sünnet, yani Hadis inkârcılığıdır. Misyonerler hadis inkârcısı olduklarını itiraf etmekten çekinmiyorlar. Bunu bir marifet sayıyorlar. Her söz ve yazılarında bunu açık açık görebilirsiniz.
İncelediğiniz kişinin hadis inkârcısı olduğunu tespit ettiyseniz makas daha da daralmış demektir. Çünkü hadis inkârcısı aynı zamanda Kur’an inkârcısıdır.
Benim tespit ve teşhir ettiğim bütün Misyoner İlahiyatçıların hepsinin hadis inkârcısı olduğunu içlerinden biri itiraf etti.
Videosu da var Mahmut Elgörmüş adlı Kur’an ve Sünnet inkârcısının. Bu adam:
“Biz Kur’an inkârcısı değil, hadis inkârcısıyız.” dedi.
İnternette yayınladığım listeyi kontrol ederken Hakkı Yılmaz’a gelince:
“Bu Kur’an İnkârcısı olabilir” dedi.
Hadis inkârcılarının arasında Kur’an inkârcılarının olduğunu itiraf etmiş oldu.
6. Kur’anı-ı Kerim İnkârcılığı
Hadis inkârcısı olduğu tespit edilen kişinin üzerinde durulacak son nokta Kur’an inkârcılığıdır.
Aslında bütün dünyadaki hadis inkârcıları aynı zamanda birer Kur’an inkârcısıdır. Hadis inkârcılığı, Kur’an inkârcılığına giden yola parke taşı döşemek gibidir.
Sivil Demokratik İslam adlı CIA raporunda “Esasen ‘Hadis Savaşları’ yıpratma savaşlarıdır” diye yazar.
Asıl hedef Kur’an-ı Kerim’in inkârıdır. Doğrudan Kur’an’a saldırsalardı, duvara toslamış olacaklardı. Önce Sünnet’e savaş açıp insanları İslam konusunda şüpheye sevkettiler. Kur’an inkârcılığına karşı insanların tepkisiz kalmalarını, inkârı hoş karşılamalarını hatta kabul edecek hale gelmelerini sağladılar. Bunu efendilerinin verdiği akıl ile içimizdeki inkârcılar yaptılar.
İnkârcılar öyle bir hale geldiler ki, artık sıra –hâşâ- Allah’ı inkâra geldi. Hayır, hayır!
Aslında bunlar Allah’ı da inkâr ettiler.
Çünkü Kur’an’ı inkâr, peygamberi inkârdır.
Peygamberi inkâr, melekleri inkârdır.
Melekleri inkâr, vahyi inkârdır.
Vahyi inkâr da –hâşâ- Allah’ı inkârdır.
Servet ve şöhretin kazandırdığı şehvetten vazgeçemeyen inkârcılar bunu çok iyi biliyorlar.
1980 yılından beri bunları inceleyen, yaptıklarını bizzat yaşayarak gören ben bile artık şaşırdım. İnkâr edecekleri daha ne kaldı diye soruyorum kendi kendime? Sahi Kur’an’ı inkâr ettiklerine göre inkâr edecek daha ne kaldı ki? Kâfirler bunları inkârcılık için besliyor.
Hedef aldığımız adamların Kur’an inkârcılığını ispat ettikten sonra sona geldik demektir. Bu adam kesin dinsiz, imansız demekten başka bir yol kalmıyor.
Kur’an’ın inkârı onlar için artık son nokta. Lakin onların kâfir, münafık, müşrik, tağut, zalim olduklarının bir başka delili daha var
7. Kâfirlerden Para Almaları.
İçimizdeki Misyoner İlahiyatçıları tanımanın son bir noktası da kâfirlerden para almalarıdır. Bugüne kadar sadece Türkiye’de tespit ettiğim 90 tane Misyoner İlahiyatçının tamamı kâfirlerden maaş alıyor.
Yıllardan beri Misyoner İlahiyatçılar ‘Kâfirlerden maaş alıyor’ diyorum. Hatta bu sözlerimi sesli, görüntülü ve yazılı olarak hepsine ulaştırmaya çalışıyorum. Siz buna rüşvet alıyorlar diyebilirsiniz. Aldıkları bu rüşvet karşılığı Allah düşmanlığı yapıyorlar da diyebilirsiniz.
Aldıkları, pardon din ve imanlarını sattıkları, Kur’an ve Sünnet düşmanlığı yapmaya razı oldukları para ne kadardır. Daha önce dile getirdiğim gibi kalburüstü misyonerlerin fiyatları 300 bin Euro.
Yalnız o kâfirlerin bir şartları var: “Yazıp konuşacağın, yani tahrif ve inkâr edeceğin sure, ayet, hadis ve hükümleri bir yazıp sana vereceğiz” diyorlar. Bir elleriyle parayı uzatırken, diğer elleriyle de inkâr edilecek konuların yazılı olduğu kâğıtları uzatıyorlar.
İslam düşmanı kâfirler, pazardan eşya, hatta hayvan satın alır gibi adam satın alıyorlar. Bu adamları ‘hoca’ diye tanıtıyorlar. Benim cahil vatandaşım da yemi yutuyor. Yemi yutanlar arasında ilahiyatçı olanlar hiçte az değil.
Para ile satılmalarını dile getirip hepsine meydan okudum. Çeşitli zamanlarda bunu tekrarladım.
İslam düşmanı devlet, istihbarat ve misyoner örgütlerin sağladığı imkânları saydım.
İçlerinden bir tanesi olsun, “Bu yalan! ‘Ben kâfirlerden maaş almıyorum’ demedi.”
Çünkü çarkın nasıl döndüğünü biliyorum.
Çünkü beni de satın almak istediler.
Çünkü dış bağlantılarını biliyorum.
Bunlara para verip satın alanlar bir tek şart ileri sürerler. Konuşup yazacakları konuları kendilerinin belirleyeceklerini söylerler. Yani bir elleri ile parayı uzatırlar. Öteki elleri ile de inkâr edilecek sure, ayet, hadis ve hükümlerin yazılı olduğu kâğıtları uzatırlar. İşte para, işte inkâr edeceğin konular derler dedik yukarıda. Bunlar istisnasız doğru.
Dinsizliği, Kur’an-ı Kerimi toptan inkâr etmesiyle ayyuka çıkan ve sonunda efendilerinin yanına kaçan Mustafa Öztürk kâfirinin:
- Kafirlerden 500 bin lira aldığını,
- Annesinin onu evlatlıktan reddettiğini,
- Eşi ve çocuklarının evi terk ettiğini anlatan 3 tane video hazırladım. Bizzat kendisine gönderdim. Adam bir tek kelime bile etmedi.
Bütün Misyoner İlahiyatçıların durumu bu.
Bu inkârcılar mafya tetikçisinden bile çok, ama çok acizler. Mafya tetikçisi canı sıkıldığı an silahını ya kendi kafasına ya da patronunun kafasına sıkar işi bitirirler. Faka gâvur olan bu adamlar kısık sesle bile oldun “Yeter!” diyemezler. Çünkü sıkar. Artık ihanete son veriyorum diyemezler.
Vazifesini yapmayanlara ne yaparlar?
Efendileri vazifelerini yapmayanlara şunları yaparlar:
1. Verdikleri paraları geri isterler.
2. Mal ve paralarına çökerler.
3. İflas ettirirler.
4. Hapse tıktırırlar.
5. Öldürürler.
Bu konuda bir sürü delil var. Bunları burada anlatmak uzun sürer. Bir videoda bu konuda yaparız inşallah!
Ben size 7 maddede Kur’an Ve Sünnet İnkârcılarını yani Misyoner İlahiyatçıları tanımanın yollarını anlattım. En basit maddeden başlayıp en zor maddeye doğru ilerleyerek son noktayı koymaya çalıştım. Artık bu yolu takip ederek bir insanın gerçek bir Müslüman veya Allah düşmanı olup olmadığını tespit edebilirsiniz.
Şimdiye kadar Türkiye’de tespit ve teşhir ettiğim kalburüstü Misyoner İlahiyatçıların sayısı 90’ır. Bunların %20’si Doktora ve üstü İlahiyatçı Diplomasına sahiptir. %15’i Yahudi ve Hıristiyan’dır. %65’i de sokaktan toplama ağzı laf yapan cahil cüheladan oluşur.
Her mektep ve meşrepten insan var.
İslami eğitim ve ilmi sıfır olan çoğunluktadır.
Konuları sahipleri olan kâfirler belirler.
Neyi nasıl inkâr edeceklerini öğretirler.
Sonra Allah düşmanları bir ilim adamı havasına girer ve buldukları çamı devirirler:
- Benim gözümde bu misyonerler, efendileri kadar azgındırlar.
- Efendileri kadar dinsizdirler.
- Efendileri kadar Allah düşmanıdırlar.
- Fakat mafya tetikçisinden çok daha zavallıdır.
Bir mafya tetikçisi ya patronun, ya da kendi kafasına sıkar ve kurtulur. Satılık misyonerler efendilerine bir kez olsun “yeter” bile diyemezler. Çünkü servet, şöhret ve bu ikisinin kazandırdığı şehvetten vazgeçemezler.
İstisnasız hepsinin katli vaciptir. Bütün inkârlarını saklasalar bile, kâfirlerden aldıkları paralar onların kafalarını vurmaya yeter delildir. Kur’an ve Sünnet onların KÂFİR olduklarını ilan eder.