Cuma, Ekim 3, 2025

ZEKAT

ZEKAT

Zekatin Tarifi:

Zekât lügatte: Temizlenmek, çoğalmak ve büyümek manalarına gelir.

İslam ıstılahında ise zekât: Belli bir malın belli bir kısmını belli yerlere vermektir.

Zekât Verme Zamanı:

Nisab miktarına ulaşmış malın üzerinden bir yıl geçtiği gün zekât vermenin zamanıdır. Bunun haricinde şu gün veya şu ay zekât verilmesi gerekir diye bir kural yoktur.

Zekâtın Farz Oluşunun Delilleri:

1. Kitap
2. Sünnet
3. İcma-i Ümmet

ZEKÂTIN FARZ OLMASININ ŞARTLARI

A) Zekât ödeyene ait şartlar
B) Mala raci` olan şartlar

A) Zekât Ödeyene Ait Şartlar

1. Müslüman Olmak
2. Akıllı Olmak
3. Baliğ Olmak
4. Hür Olmak

B) Mala Raci` Olan Şartlar

1. Malın bir kimsenin mülkiyet ve tasarrufunda bulunması.
2. Mala el konulmuş olmaması.
3. Maldan intifa hakkı bulunması.
4. İflas malı olmaması.
5. Malın büyümeye müsait olması.
6. Malın zaruri ihtiyaçlardan artmış olması.
7. Malın üzerinden bir yıl zaman geçmesi (Havelanu`l havl).

ZEKÂTIN SİHHATİNİN ŞARTLARI

A) Zekât ödeyene raci` şartlar.
B) Zekât verilen kimseye müteallik şart.

A) Zekât Ödeyene Raci` Şartlar

1. Niyet
2. Malın değer taşıması.

B) Zekât Verilen Kimseye Müteallik Şart

1. Temlik (Mülk edindirmek).

Zekât Kimlere Verilir

Şu Ayet-i Kerime ile zekâtın kimlere verileceği belirtilmiştir.

“Zekâtlar Allah tarafından farz kılınmış olarak yalnız fakirler, miskinler, zekât üzerinde çalışanlar, kalpleri İslam`a ısındırılmak istenenler, köleler, borçlular, Allah yolunda bulunanlarla yolcuların (hakkı)dır. Allah âlimdir, hikmet sahibidir.”(Tevbe, 9/59.)

Ayet-i Kerime`de belirtilen bu sekiz sınıfı maddeler halinde sıralayalım:

1. Fakirler
2. Miskinler
3. Amiller (Zekât memurları)
4. Borçlular
5. Allah yolunda cihad edenler,
6. Yolda kalmış yolcular,
7. Köleler
8. Müellefe-i kulub

ZEKÂT VERİLMESİ CAİZ OLMAYAN YER VE KİMSELER

Zekatin Verilemeyeceği Kimseler:

1. Ana-baba, dede-nineler,
2. Evlat ve torunlar,
3. Karı-koca,
4. Bütün kazancı ve mülkü kendisine ait olan kimseler,
5. Müslüman olmayanlar,
6. Zenginler.

Zekâtın Sarf Edilemeyeceği Yerler:

Mal sahibi zekâtını:
1. Cami,
2. Köprü,
3. Baraj,
4. Yol yapımı,
5. Su kanalları yapımı,
6. Hac,
7. Cihad,
8. Ölü kefeni,
9. Ölü borcunun ödenmesi,
10. Ve temlikin söz konusu olmadığı bütün işler için şarf edemez.

ZEKÂTA TABİ OLAN MALLAR:

1. Altın,
2. Gümüş,
3. Deve,
4. Sığır,
5. Koyun-keçi,
6. Atlar ve diğer hayvanlar,
7. Toprak mahsulleri:
a) Buğday,
b) Arpa,
c) Mısır,
d) Diğer tahıl ürünleri,
8. Meyveler:
a) Hurma,
b) Üzüm,
c) Diğer meyveler,
9. Baklagiller,
10. Sebzeler,
11. Zinet eşyası,
12. Madenler,
13. Defineler, petrol, petrol ürünleri,
14. Ticaret malları.(2)

FERT AÇISINDAN ZEKÂTIN ÖNEMİ

1.) Veren açısından zekâtın önemi
2.) Alan açısından zekâtın önemi

A) Veren Açısından Zekâtın Önemi

1. Zekât, ferdi maddeperestlikten korur.
1. Zekât, ihtiras zincirini kırar.
2. Zekât, kalbin katılaşmasını önler.
3. Zekât, halka şefkatin anahtarıdır.
4. Zekât, insanı bir şeye muhtaç olmama faziletine yükseltir.
5. Zekât, malı ebedileştirir.
6. Zekât veren kişi, faziletli kullara benzer.
7. Zekât, ruh ve beden arasında bir denge sağlar.
8. Zekât, Allah`a bir şükürdür.
9. Zekât, malı temizler.
10. Zekât, mal sahibini mala esirlikten kurtarır.
11. Zekât, zenginin şahsiyetini geliştirir.
12. Zekât, malı çoğaltır.
13. Zekât, ferdi yatırıma teşvik eder.
14. Zekât, kalpteki dünya sevgisine karşı bir ilaçtır.
15. Zekât, Müslümanı mal fitnesinden korur.
16. Zekât, Müslümanı malî disipline sokar.
17. Zekât, ferde malî gücün önemini tanıtır.(3)

B) Alan Açısından Zekâtın Önemi

1. Zekât, alıcısını ihtiyaç esiri olmaktan kurtarır.
2. Zekât, fakiri çalışmaya teşvik eder.
3. Zekât, fakirin kıskançlık duygusunu körletir.
4. Zekât, fakirin cemiyetteki itibarını yükseltir.(4)

TOPLUM AÇISINDAN ZEKÂTIN ÖNEMİ

1. Zekât, mülkiyette kuvvet dengesidir.
2. Zekât, bir nevi sosyal güvenlik ve sigortadır.
3. Zekât, toplumun ruhi değerlerini takviye eder.
4. Zekât, toplumda bir orta sınıfın doğmasını öngörür.
5. Zekât, paranın stok edilmesini önler.
6. Zekât, sosyal dengeyi sağlar.
7. Zekât, toplumun fertlerini birbirine kenetler.
8. Zekât, toplum düşmanları ile işbirliği yapılmasını önler.
9. Zekât, yatırıma açılan bir kapıdır.
10. Zekât, bir kalkınma hamlesidir.(5)

Zekât Vermenin Fazileti

Ebu Hureyre`den rivayet edildiğine göre bir adam Peygamber Efendimize gelerek:
“Bana öyle bir amel göster ki, onu yaptığım zaman Cennete gireyim, dedi. Hz Peygamber ona şöyle buyurdu:
“Allah`a ibadet edecek, hiçbir şeyi O`na ortak koşmayacaksın; farz olan namazı kılacaksın; zekâtı vereceksin; Ramazanda oruç tutacaksın.” Bunun üzerine o adam Hz Peygamber`e şöyle mukabelede bulundu:
“Varlığım kudret elinde olan Allah`a yemin ederim ki, bundan daha fazlasını yapmayacağım.” O kimse bu sözü söyleyip ayrıldıktan sonra Hz Peygamber: “Kim cennetlik birine bakmak isterse bu adama baksın,” buyurdu.”(6)

Zekât Vermemenin Cezası

Zekât vermemenin cezası, maddi ve manevi müeyyidelere dayandırılmıştır. Yüce Allah, zekatiı vermeyenler hakkında kıyamette çok elim bir cezanın tatbik edileceğini beyan buyurmuştur:

“Ey iman edenler! (Biliniz ki), hahamlardan ve râhiplerden birçoğu insanların mallarını haksız yollardan yerler ve (insanları) Allah yolundan engellerler. Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele!”(Tevbe, 9/34.)

“(Bu paralar) cehennem ateşinde kızdırılıp bunlarla onların alınları, yanları ve sırtları dağlanacağı gün (onlara denilir ki): “İşte bu kendiniz için biriktirdiğiniz servettir. Artık yığmakta olduğunuz şeylerin (azabını) tadın!”Tevbe, 9/35.)

“Allah’ın, kereminden kendilerine verdiklerini (infakta) cimrilik gösterenler, sanmasınlar ki o, kendileri için hayırlıdır; tersine bu onlar için pek fenadır. Cimrilik ettikleri şey de kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.”(Al-i İmran, 3/180.)

“Allah’ın, kullarının tevbesini kabul edeceğini, sadakaları geri çevirmeyeceğini ve Allah’ın tevbeyi çok kabul eden ve pek esirgeyen olduğunu hâla bilmezler mi?”(Tevbe, 9/104.)

“De ki: (Yapacağınızı) yapın! Amelinizi Allah da Resûlü de müminler de görecektir. Sonra görüleni ve görülmeyeni bilen Allah’a döndürüleceksiniz de O size yapmakta olduklarınızı haber verecektir.”(Tevbe, 9/105.)

Peygamber Efendimiz, Ebu Hureyre`den rivayet edilen bir Hadis-i Şerif`te şöyle buyuruyor:
“Cenabı Allah kime mal verir de zekâtını ödemezse, Kıyamet gününde o mal, sahibine gözlerinin önünde simsiyah iki benek bulunan gayet zehirli (ve zehirinin tesirinden başı) kel bir yılan şeklinde görünerek boynuna gerdanlık yapılacak; sonra da iki çene kemiğini, yani avurdunu iki tarafından yakalayıp şöyle diyecek: Ben senin malınım, ben senin stokunum.”(12)

Ebu Zer (r.a.)`den rivayet edilen bir Hadis-i Şerif`te de Peygamber Efendimiz, şöyle buyuruyor:
“Deve, sığır ve koyun sahibi bir Müslüman, bu malların zekâtını ödemezse, Kıyamet gününde o hayvanlar, dünyada olduklarından daha semiz ve daha büyük bir halde gelecekler ve herbiri boynuzu ile ona toslayacak; ayakları ile de çiğneyecek. Sonuncusu işini bitirince, birincisi yeniden toslamaya ve çiğnemeye başlayacak; ta insanlar muhakeme edilinceye kadar.”(13)

Zekâtı Tehir Etmenin Cezası

a) Dini yönden,
b) Dünyevi yönden.

a) Dini Yönden

Kendisine zekât farz olup senesi dolduktan sonra vaktinde zekâtını ödemeyen bir müslüman, cemiyetin iktisadi yapısı ile alakalı bir emri ihmal ettiği ve fakirlerin hakkını elinde tuttuğu için dini yönden günahkârdır. Böyle durumda olan müslümanların bugüne kadar ödemediği zekâtları ödeyip Allah`a karşı tevbekâr olması gerekir.
Ebu`l-Hasan el-Kerhi diyor ki, bu kimse zekâtını tehir ettiğinden dolayı günahkârdır.
“Munteka” adlı kitapta da aynı görüş zikredilmiştir.
İmam Muhammed buyuruyor ki: Her kim bir özrü olmaksızın zekâtı tehir ederse, şahitliği kabul değildir. Çünkü zekâtta fukaranın hakkı vardır, zekâtı tehir etmekle onlara zarar veriyor. Müslümanın, fukarayı zarara sokmaya hakkı yoktur.(14)

b) Dünyevi Yönden

Zekâtı ödemeyen yahut tehir edenlere karşı idareciler lakayt kalamazlar. İshak b. Raheveyh ile Ebu Bekr Abd`ul-Aziz`e göre, devlet zekâtı almaya muktedir olduğu halde eger mal sahibi, farz olusuna inanmasina ragmen zekatini vermek istemezse, devlet kendisinden zekâtı aldığı gibi ceza olarak malının yarısını da alır. Bu görüşü ileri sürerken dayandıkları delil Behz b. Hâkim`in, babası yolu ile dedesinden rivayet ettiği şu hadis-i şeriftir:

“Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: Saime cinsinden her kırk devede üç yaşına girmiş dişi bir deve vermek gerekir. Herbir deve ayrı hesap edilmez. (Yani hepsi kırk adet içinde mütalaa edilir, zayıfı ile şişmanı, küçüğü ile büyüğü arasında bir ayırım yapılmaksızın orta derecede bir deve alınır.) Herkim, ecrini Allah`dan isteyerek kırk devenin zekâtını (üç yaşında dişi bir deve) verirse, kendisi için mükâfat vardır. Kim bunu vermek istemezse, biz hem zekâtını, hem de devesinin yarısını alırız. (Zekât), Rabbimizin haklarından bir haktır. Muhammed`in aline ondan bir şey helal olmaz.”(15)

Biz burada zekâtın bir özetini sunduk. Bu konuda daha geniş bilgi sahibi olmak isterseniz, size fıkıh kitaplarının yanında Yunus Vehbi Yavuz`un “İslam`da Zekât Müessesesi” isimli kitabını tavsiye ederiz.

Muhammed Mücahid Okcu

KAYNAKLAR:

  • 1. Bkz. Ayni, Buhari Serhi, c. IV, s. 283; İbn-i Mace, Sünen, c. I, s. 580; Nesai, Sünen, c. II, s. 33, ayni eser c. V, s. 28; Ebu Davud, Sünen, c. I, s. 358.
  • 2. Yunus Vehbi Yavuz, İslam`da Zekât Müessesesi, İstanbul 1977, 3. baskı, s. 100-117.
  • 3. Yunus Vehbi Yavuz, a.g.e., s. 118-122.
  • 4. Yunus Vehbi Yavuz, a.g.e., s. 123-133.
  • 5. Buhari, Sahih, c. II,s. 105.
  • 6. Buhari, Sahih, c. II, s. 106; Nesai, Sünen, c. V, s. 39; Ibn-i Mace, Sünen, c. I, s. 568 vd.
  • 7. Buhari, Sahih, c. II, s. 106; Nesai, Sünen, c. V, s. 29; İbn-i Mace, Sünen, c. I, s. 568.
  • 8. Serahsi, Mebsut, c. II, s. 169 vd.
  • 9. Nesai, Sünen, c. V, s. 15 vd. Yunus Vehbi Yavuz, a.g.e., s. 84-86.
RELATED ARTICLES

Most Popular

Recent Comments