Şefaat konusuna şefaat kelimesinin sözlük ve ıstılahî manalarını açıklayaarak başlamak yerinde olacaktır.
ŞEFAATİN KELİME VE ISTILAHÎ MANASI
“Sözlükte “tek olan bir şeyi dengi veya benzeriyle çift hale getirmek; birinin önüne düşüp işini görmeye çalışmak, işinin görülmesi için birinin aracılığını istemek” anlamlarındaki şef‘ kökünden türeyen şefâat, “suçunun bağışlanması veya dileğinin yerine getirilmesi için birine aracılık etme” mânasına gelir (Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, “şfʿa” md.; Lisânü’l-ʿArab, “şfʿa” md.).
Terim olarak “kıyamet gününde peygamberlerin ve kendilerine izin verilen sâlih kulların müminlerin bağışlanması için Allah katında niyazda bulunması” anlamında kullanılır.
Şâfi‘ ve şefî‘ “aracılık eden, şefaatte bulunan” demektir.” (İslam Ansiklopedisi, c. 38, s. 411-412)
Şefaati inkara kalkışan Kur’an ve Sünnet Düşmanları’na verilecek en büyük ders, Kur’an ayetleri ve Hadislerle cevap vermektir. Bu kez de
itirazda bulunabilecekler mi acaba?
Şimdiye kadar ayetleri ve hadisleri görmek istemediklerinden eminiz. Fakat bundan sonra tevbe edip aklını çelip dinsizliğe ve günaha soktukları, hatta inkara düşürdükleri insanları bu konuda uyarmalarını bekliyoruz.
Bunu yapmazlarsa, ne bu dünyada, ne de ahirette hesaptan kurtulurlar.
İşte şefaat ile ilgili ayetler:
PEYGAMBERİMİZİN ŞEFAATİ
“Biz hangi peygamberi gönderdikse, sırf Allah’ın izni ile itaat edilmek üzere gönderdik. Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah’tan günahlarının bağışlanmasını dileselerdi ve Resul de onların bağışlanmasını dileseydi, elbette Allah’ı affedici, merhametli bulurlardı.” (Nisa suresi, Ayet: 64)
“De ki: “Rabbim! Bağışla, merhamet et. Çünkü sen merhamet edenlerin en hayırlısısın!” (Mü’minun Suresi, Ayet: 118)
MELEKLERİN ŞEFAATİ
“Göklerde nice melekler vardır ki onların şefaatleri; ancak Allah’ın izniyle, dilediği ve hoşnut olduğu kimselere yarar sağlar.” Necm Suresi, Ayet: 26)
“Allah onların önlerindekini de arkalarındakini de (yaptıklarını da yapacaklarını da) bilir. Onlar onun razı olduğu kimselerden başkasına şefaat etmezler ve hepsi onun korkusuyla titrerler.” (Enbiyâ Suresi, Ayet: 28)
MÜ’MİNLERİN ŞEFAATİ
“O gün dostun dosta hiçbir faydası olmaz. Kendilerine yardım da edilmez. Yalnız, Allah’ınyardım ettiği kimseler bunların dışındadır. Şüphesiz O mutlak güç sahibidir, çok merhamet edendir.” (Duhan Sûresi, Ayetler: 41-42)
ŞEFAAT ALLAH’IN RIZASINA BAĞLIDIR
“Senden önce gönderdiğimiz her elçiye: “Benden başka ilah yoktur, bana kulluk edin” diye vahyettik. “Rahmân çocuk edindi” dediler. Haşa; hayır, şerefli kılınmış kullardır. O`nun sözünü geçemezler; ancak O`nun emri üzerine iş işlerler. Önlerindekini de arkalarındakini de bilir. Razı olduğu kimseden başkasına şefaat edemezler; O`nun korkusundan titrerler. Bunlardan kim, “Ben, Allah`tan başka bir tanrıyım” derse, onu cehennemle cezalandırırız.” (Enbiyâ Suresi, Ayetler: 25-29)
ALLAH’IN İZİN VERDİĞİ KİMSELERİN ŞEFAATİ
“Allah kendisinden başka hiçbir ilah olmayandır. Diridir, kayyumdur. Onu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey onundur. İzni olmaksızın onun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, kulların önlerindekileri ve arkalarındakileri (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. Onlar onun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. Onun kürsüsü bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. (O,
göklere, yere, bütün evrene hükmetmektedir.) Gökleri ve yeri koruyup gözetmek ona güç gelmez. O, yücedir, büyüktür.” (Bakara Suresi, Ayet: 255)
KIYAMET GÜNÜ ŞAFAAT KABUL EDİLMEZ
“Öyle bir günden sakının ki o gün hiç kimse bir başkası adına bir şey ödeyemez. Hiçbir kimseden herhangi bir şefaat kabul olunmaz, fidye alınmaz. Onlara yardım da edilmez.” (Bakara Suresi, Ayet: 48)
“Kimsenin kimse namına bir şey ödemeyeceği, hiç kimseden fidye alınmayacağı, kimseye şefaatin (aracılığın) yarar sağlamayacağı ve hiç kimsenin hiçbir taraftan yardım göremeyeceği günden sakının.” (Bakara Suresi, Ayet:123)
“Ey iman edenler! Hiçbir alış verişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin olmadığı kıyamet günü gelmeden önce, size rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcayın. İnkar edenler ise zalimlerin ta kendileridir.” (Bakara Suresi, Ayet: 254)
ALLAH’A ŞİRK KOŞANLARIN ŞEFAATÇİLERİ ONLARI TERKETMİŞLERDİR.
“Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi teker teker bize geldiniz. Size verdiğimiz dünyalık nimetleri de arkanızda bıraktınız. Hani hakkınızda Allah’ın ortakları olduğunu zannettiğiniz şefaatçilerinizi de yanınızda görmüyoruz? Artık aranızdaki bağlar tamamen kopmuş ve (Allah’ın ortağı olduklarını) iddia ettikleriniz sizi yüzüstü bırakıp kaybolmuşlardır.” (Enam Suresi, Ayet: 94)
“Onlar ise ancak, (“Görelim bakalım!” diyerek) Kur’an’ın bildirdiği sonucu (te’vilini) bekliyorlar. Onun bildirdiği sonuç gelip çattığı gün, önceden onu unutmuş olanlar derler ki: “Gerçekten Rabbimizin peygamberleri hakkı getirmişler. Şimdi bizim içinşefaatçılar var mı ki bize şefaat etseler veya (dünyaya) döndürülsek de yaptıklarımızdan başkasını yapsak?” Gerçekten onlar kendilerine yazık etmişlerdir. (İlah diye) uydurdukları (putlar) da onları yüzüstü bırakarak uzaklaşıp kaybolmuşlardır.” (Araf Suresi, Ayet: 53)
ALLAH’A KARŞI GELMEKTEN SAKINDIRMAK
“Dinlerini oyun ve eğlence edinenleri ve dünya hayatı kendilerini aldatmış olanları bırak. Hiç kimsenin kazandığı yüzünden mahrumiyete sürüklenmemesi için Kur’an ile öğüt ver. Yoksa ona Allah’tan başka ne bir dost vardır, ne de bir şefaatçi. (Kurtuluşu için) her türlü fidyeyi verse de bu ondan kabul edilmez. İşte onlar kazandıkları yüzünden helake sürüklenmiş kimselerdir. Küfre saplanıp kalmalarından dolayı onlara çılgınca kaynamış bir içecek ve elem dolu bir azap vardır.” (Enam Suresi, Ayet: 70)
“Kendileri için Allah’tan başka ne bir dost, ne de bir şefaatçibulunmaksızın, Rab’lerinin huzurunda toplanmaktan korkanları, Allah’a karşı gelmekten
sakınsınlar diye, onunla (Kur’an ile) uyar.” (Enam Suresi, Ayet: 51)
ALLAH’DAN BAŞKASINA TAPANLARIN ŞEFAATÇİLERİ YOKTUR
“Allah’ı bırakıp, kendilerine ne zarar, ne de fayda verebilecek şeylere tapıyorlar ve “İşte bunlar Allah katında bizim şefaatçılarımızdır” diyorlar. De ki: “Siz, Allah’a göklerde ve yerde onun bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz!? O, onların ortak koştukları şeylerden uzaktır, yücedir.” (Yunus Suresi, Ayet: 18)
“Cehennem de azgınlara gösterilecek ve onlara, “Allahı bırakıp da tapmakta olduklarınız nerede? Size yardım ediyorlar mı veya kendilerini kurtarabiliyorlar mı?” denilecek.” Artık onlar ve o azgınlar ile İblis’in askerleri hepsi birden tepetakla oraya atılırlar. Orada onlar taptıklarıyla çekişerek şöyle derler: “Allah’a andolsun! Biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.” Çünkü sizi, âlemlerin Rabbi ile bir tutuyorduk.” Bizi ancak (önderlerimiz olan) suçlular saptırdı.” İşte bu yüzden bizim şefaatçilerimiz yok.” (Şuara Suresi, Ayetler: 91-100)
“Onların, Allah’a koştukları ortaklardan kendileri için şefaatçılar da olmayacaktır. Artık onlar ortak koştukları şeyleri de inkar ederler.” (Rum Suresi, Ayet: 13)
“Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a kurulandır. Sizin için ondan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçiyoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız?” (Secde Suresi, Ayet: 4)
ALLAH’IN İZİN VERDİKLERİNDEN BAŞKASI ŞEFAATÇI OLAMAZ
“Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratan, sonra da Arş’a kurulup işleri yerli yerince düzene koyan Allah’tır. O’nun izni olmaksızın, hiç kimse şefaatçı olamaz. İşte o, Rabbiniz Allah’tır. O halde O’na kulluk edin. Hâlâ düşünmüyor musunuz?” (Yunus Suresi, Ayet: 3)
“O gün, Rahmân’ın izin verdiği ve sözünden razı olduğu kimseden başkasının şefaati fayda vermez.” (Ta Ha Suresi, Ayet: 109)
ŞEFAAT ETME HAKKINA SAHİP OLANLAR
“Rahmân’ın katında söz almış olanlardan başkaları şefaat hakkına sahip olmayacaklardır.” (Meryem Suresi, Ayet: 87)
ALLAH’DAN BAŞKA İLAHLARIN ŞEFAATLERİ FAYDA SAĞLAMAZ
“Onu bırakıp da başka ilahlar mı edineyim? Eğer Rahmân bana bir zarar vermek istese, onların şefaati bana hiçbir fayda sağlamaz ve beni kurtaramazlar.” (Yasin Suresi, Ayet: 23)
ZALİMLERİN ŞEFAATÇİLERİ YOKTUR
“Yaklaşmakta olan gün konusunda onları uyar. O gün yürekler gam ve tasa ile dolu, (sanki) gırtlaklara dayanmıştır. Zalimlerin ne sıcak bir dostu, ne de sözü dinlenir bir şefaatçisi vardır.” (Mümin Suresi, Ayet: 18)
“Yoksa Allah’tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki: “Hiçbir şeye güçleri yetmese ve düşünemiyor olsalar da mı?” (Zümer Suresi, Ayet: 43)
HAKKA ŞAHİTLİK EDENLER ŞEFAAT EDEBİLİRLER
“Onu bırakıp taptıkları şeyler şefaat edemezler. Ancak bilerek hakka şâhitlik edenler şefaat edebilirler.” (Zuhruf Suresi, Ayet: 86)
ŞEFAATÇİLERİN ŞEFAATİ KAFİRLERE FAYDA VERMEZ
“Artık şefaatçilerin şefaati onlara fayda vermez.” (Müddessir Suresi, Ayet: 48)
Şefaat haktır ve inkar eden kafir olur. Çünkü Kur’an ayetlerini inkar etmiş olmaktadır.
Muhammed Mücahid Okcu