Cumartesi, Mayıs 18, 2024
Ana SayfaGenelKur'an Ayetlerini Tahrif Eden Sözde Pro. Dr. İsrafil Balcı

Kur’an Ayetlerini Tahrif Eden Sözde Pro. Dr. İsrafil Balcı

Tarihçi Prof. Dr. İsrafil Balcı Facebook’daki hesabında “Kur’an Apaçık Kitap mı?” başlığını taşıyan bir yazı kaleme almış.

Bu zat, tarihten başka herşeye burnunu sokuyor, kendi nefsine ve parçası olduğu İslam Dini’ni yoketme projesine uygun birşeyler söylemeyi her nasılsa beceriyor.

Proje demem belki canını sıkacak, ama aklı olan onun kalkıştığı yıkıma kalkışmaz. O yüzden bu terimi kulanıyorum. Yani içinde bulunduğumuz 3. bin yılda Asya’yı Hıristiyanlaştırma planının bir numaralı ayağı Sünneti (hadisi) inkar ve Kur’an-ı Kerimi tahriftir. O’nun Sünnet ve Kur’an’a olan gayr-i insanî tavrı, ya cehaletinden, ya da Kur’an ve Sünnet’e savaş açan kafirlerin emirlerine riayet etme çabasından kaynaklanıyor.

AYETLERİN MEALLERİNİ TAHRİF EDİYOR

Sünneti inkar için yola çıkmış olan bu adam, Kur’an-ı Kerim’i ortadan kaldırmanın yolunun Sünneti inkardan geçtiğini bilen ve Sünneti ortadan kaldırma işinden sonra asıl niyetleri olan Kur’an’ı ortadan kaldırma işine talip olanlardan biridir muhatabımız.

Şunu çok iyi biliyoruz ki, her Kur’an ve Sünnet Düşmanı’na efendileri bazı görevler vermişlerdir. İlk görevleri Sünnet’i inkardır. Sonra Kur’an-ı Kerim’i ayet ayet inkarı için manalarının bozulmasını sağlama gayesiyle mealleri değiştirme görev olarak verilmiştir.

Ben İsrafil Balcı’nın sosyal medya hesabında paylaştığı 26 resmini kontrol ettim. Orada ele aldığı bütün ayetlerin mealleri yanlış!

Bir kaç tane misal verelim:

1. “Namazı dosdoğru kılın” veya “namazı kılın” ayetlerini “Vahyi hayatınıza hakim kılın” diye mana vermek suretiyle hem namazı inkar etmiş hem de vahyi daraltıp bir ayetin içerisine sokmuştur.

Vahiy Kur’an’ın tamamıdır. Bunu bilmiyor olabilir mi?

Burada oyun büyük!..

Rum Suresi Ayet: 31, Müddessir Suresi Ayet: 43’ün meallerini bu şekilde değiştirmiştir.

2. “İman edin” ayetlerine “güvenin” diye mana verir. Bu bile bile yapılan bir tahriftir.

“Âmene” kelimesinin manası “iman etmek”tir.

“Emine” kelimesinin manası da “emin olmak”tır.

Muddssir Suresi Ayet 43’ü bu şekilde tahrif etmiştir.

3. “İnkar edenler” ayetlerine de “güvenmeyenler” diye mana vermek suretiyle tahrife kalkışmıştır.

“Kefera” kelimesinin manası “inkar etmek”tir.

İnkar etmek ile güvenmemek arasında nasıl bir bağ kurmuştur. Bunu da açıklasa iyi olur.

“Âmene” kelimesini “Emine” diye okudun ve insanları kandırdın. Fakat “Kefera” kelimesinden “Emine” kelimesini nasıl türettin be adam? Tabii başına bir de olumsuz eki olarak neyi getirdin?

Rad Suresi Ayet: 7’yi bu şekilde tahrif etmiştir.

Bu şekilde tahrif ettiği onlarca ayet mevcuttur. Fakat İsrafil Balcı’nın kafa yapısını bu üç misal ile anlamak mümkündür.

Biz devam edelim.

KUR’AN-I KERİM, HEM APAÇIK HEM KAPALI BİR KİTAP MI?

Bu adamın Kur’an Düşmanı olduğunu bu yazısından anlamanız mümkün. Bir de bir dediğini bir diğeri tutmuyor.

Bakınız:

“Malum Kur’ân kendisini Arapça olan “Kitab-ı Mübin/apaçık Kitap” olarak tanımlar. Kitabı Mübin ifadesi, adeta her okuyanın anlayacağı Kitap olarak anlaşılır veya yorumlanır.”

Kur’an, yani Allah Teâlâ “Kur’an apaçık bir Kitaptır” diye buyuruyorsa, artık söz bitmiştir. Bize hiçbir şekilde söz düşmez.

Kaldı ki, Balcı’nın bu sözlerini daha başka paylaşınlarında da görmek mümkün. Sünneti inkar etmek istediği yerde “Kur’an apaçık bir kitaptır…” der hep. Fakat burada da Allah Teâlâ’nın buyruğuna inanmadığını bal gibi ilan ediyor.

İşte yazısının üçüncü cümlesinden itibaren zırvaladıkları:

“Oysa Arapça bilmeyenlerin onu anlaması imkânsız. Hadi Arapça bilseniz bile anlamanız için yeterli değil. O halde Arapça öğrenmeden anlaşılmayan bir Kitap, kolay anlaşılacak mesaj değil. Arapça öğrenmek de sanıldığı kadar kolay iş değildir. Nitekim İlahiyat Fakültelerinde bir yıl hazırlık okutulur, sonuç tam bir fiyasko. Peki, bir yıl sırf Arapça gören üniversite çağındaki öğrencilerin öğrenemediği Arapça Kitab’ı “Kitabı Mübin/apaçık Kitap” olarak tanımlamak ne derece inandırıcı?”

Bir sayfalık yazı içerisinde adam “evet”, “hayır”, “evet” oyunu oynuyor.

Aşağıdaki cümleler kıvırmaya müsait olsa da, adamın ne dediğini anlama konusunda okuyucuyu zora sokma niyeti var:

“O halde Kur’an’ın “Kitab-ı Mübin” ifadesi ile neyi anlatmak istiyor? Son derece basit. Bu tanımlama her önüne gelenin veya iki kitap okuyanın anlayacağı anlamına gelmiyor. Kur’an bu açıklamayı inkârda direnen muhataplarına karşı kullanır ve neyin doğru neyin yanlış olduğunun vahiyle birlikte apaçık bir şekilde ortaya konduğunu anlatmaya çalışır. Diğer bir deyişle hakikat vahiyle birlikte apaçık önünüze serilmiştir bağlamında bir beyandır.”

ARAPÇA ÖĞRENMEK ÇOK ZORMUŞ!

Bir akademisyen(!) nasıl olur da bol keseden atar diye düşünmeyin! Adam insanlara “arapça öğrenmeyin” diyor.

Fakat “Abdulkadir Şener-Cemal Sofuoğlu-Mustafa Yıldırım meali ve Mustafa Öztürk mealini önerebilirim” diyor.

Bu mealcilikte ısrarının amacı ne?

Madem arapça o kadar zor ise, bu adamlar nasıl öğrendiler de, Kur’an Meali yazdılar demezler mi? Yazısında başkalarını suçladığı gibi “sen bir yalancısın” demezler mi?

Dünyanın en zor dilleri uzak doğu dilleridir.

Mesela Çin alfabesi sekiz bin heceden meydana gelir. Bir Çin’li çocuk bu sekiz bin heceyi öğrenmek için beş yılını harcar. Fakat hiçbir kimsenin “Çince öğrenmeyin. Öğrenseniz bile Çince bir kitabı anlayamazsınız” dediğini duymadım.

Bay Balcı, Kur’an Düşmanlığı’nı o kadar ileri götürmüştür ki, bu milletin evlatlarını dinsizleştirmek için elinden geleni arkasına koymuyor.

“ARAPÇA ÖĞRENMEYİN!”

Daha önce de, bazı kez sosyal medyada karşı karşıya geldiğim bu zat, Prof. Dr. ünvanını İslam Tarihi tezleri ile almış. Yani o, ne Kur’an-ı Kerim, ne Tefsir, ne Fıkıh, ne Hadis, ne de Kur’an-ı anlamak için gerekli 15 ilim üzerine tez hazırlamış biri. Fakat Tarih sahasında elde ettiği ünvanını bütün ilimler üzerine kullanıyor. Yani tarihten başka herşeyde alim(!) biri…

O da yetmiyor, Tarihçi markasıyla “arapça öğrenmeyin” diyor.

İşte sözleri:

“Sonuç: Kur’an’ı anlamak için mutlaka Arapça bilmeniz gerekmez, bilseniz bile anlayamazsınız. Sadece ortalama mesajı hakkında bilgi edinirsiniz. Vahyi anlamak için uzmanlarınca titiz çalışmalar sonucunda yapılmış mealler bulunmaktadır. Şayet derdiniz mesajı anlamaksa, Arapça öğrenmeye ayıracağınız zamanı, oturun uzmanlarınca yapılmış çevirilerle vahyin mesajını anlamaya çalışın.”

Bu dört cümlenin hangisini düzeltmeli? Hepisi tefsire muhtaç, hepisi ihanet kokuyor. Hepisi din düşmanlığını teşvik ediyor. Hepisi Müslümanları dinsizleştirme amacı taşıyor.

26 paylaşımını inceledim. Senin gibi bir uzmanın 26 paylaşımında 40’ın üzerinde ayetin mealinde yanlışlar var demiştim. Bu yanlışlar cehaletinden kaynaklanmıyorsa, ihanetinden kaynaklanıyordur.

Hani biraz yukarıda “Arapça bilmeyenlerin onu anlaması imkânsız.” diyordu. Ne oldu da birden bire “arapça öğrenmeyin” narasını attı?

Bırak bu millet kitabının dilini öğrensin de, Kur’an-ı Kerim’i anlayamazsa, bir bilene sorar ve anlamaya çalışır.

Senin gibi Kur’an ve Sünnet Düşmanları’nın mealleri ancak senin yaptığın gibi tahrif ile dolu olmadığı ne malum?

Müslümanlara “arapça öğrenmeyin” diye sözler sarfetmenle, Papa 6. J. Paul’un “Birinci bin yılda Avrupa’yı Hıristiyanlaştırdık! İkinci bin yılda Afrika’yı Hıristiyanlaştırdık! Üçüncü bin bin yılda da Asya’yı Hıristiyanlaştıralım. Fakat Türkiye önümüzde büyük engel…” sözleri arasında bir bağ yok deme!..

HODR-İ MEYDAN BAY BALCI

Hadisi (sünneti) inkar ettirmek için bütün mesaisini harcayan ve Kur’an ve Sünnet Düşmanları’ndan biri olan İsrafil Balcı, şimdi de Kur’an Dili’nin öğrenmekten Müslümanları caydırmaya çalışıyor.

Bir de soru soruyor.

“Gökleri ve yeri altı günde yaratan Allah’tır. Daha önce onun hükümranlığı su üzerindeydi…” (Hûd 11/7). Acaba bu âyet muhataba ne anlatmak istiyor? Verdiğim örnek sadece bir tane, yüzlerce anlaşılması zor veya belli bir mesleki donanım-yetkinlik gerektiren âyet sıralayabilirim size.” diye nara atıyor.

Eğer benimle buluşmayı kabul ederse, ben ona her sorduğu ayetin kelime kelime mealini açıklarım.

Verdiği mealde manayı tam vermeyerek ve kelimeleri kemirerek tahrife yol açmıştır.

Bu adı geçen ayetin normal bir meali şu olmalıdır:

“O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı konusunda sizi imtihan için, henüz Arş’ı su üstünde iken gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratandır. Böyle iken “Ölümden sonra şüphesiz diriltileceksiniz” desen, inkarcılar “Mutlaka bu apaçık bir büyüdür” derler.” (Hud Suresi, Ayet. 7)

Kimin adına horozlanıp “hodr-i meydan” diyor bilmiyorum, ama buyur biraz beri gel, bütün planlarını bozmaya Allah Teâlâ’nın izniyle hazırım, diyorum.

ALIN SİZE KÜLHANBEYLİK!

Kendi kendine soru sorup cevabını da kendisi verenlerin tıp dilinde bir adı olması gerekir. Bir de buna külhanbeylik karışınca, böyle ilim sahibi, insanın terbiyesini bozmaya yetiyor.

Başkalarını durmadan suçlayan adamın ağzından dökülen küfürlere bakın!

“Kitab-ı Mübin ifadesi de her önüne gelenin çok kolayca anlayacağı basitlikte veya açıklıkta bir mesaj anlamına gelmiyor. İki kitap okuyarak kendini allame sanan ve satan zevatın, ömrünü veya akademik hayatını vahye, tefsire ve Kur’an’a adamış insanlara dil uzatmaya kalkması ise küstahlığın ve hadsizliğin daniskasıdır. Bilginiz had bilmenize yardımcı olamıyorsa, demek ki cehaletinizin farkına varamayacak kadar cehûlsünüzdür.”

Ona biz değil, bizzat Kur’an cevap versin:

“Tevrat’la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah’ın âyetlerini inkar eden topluluğun hali ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.” (Cuma Suresi, Ayet: 5.)

Hâşâ, ilim adamlarına kimse dil uzatamaz ve edepsizlik yapamaz. O tip adamların dilini anında koparırım. Fakat vazifesi ilim adına ortaya çıkığı halde din düşmanlığı yapanları da ayaklarımın altına alır ve böcek gibi ezerim!

Birileri sana dil uzatıyorsa, küstahlik ve hadsizlik yapıyorsa, onları senden öğrenmiştir bay Balcı. Sen bu konuda çok, ama çok ustasın. Misallerini gördük!..

Sen benim tenkitlerimi takipçilerinin öğrenmemesi için bana engel koydun! O da yetmedi son mesajnda ağzına gelen hakareti yaptın. Sen misin “ömrünü veya akademik hayatını vahye, tefsire ve Kur’an’a adamış insanlara dil uzatmaya kalkması ise küstahlığın ve hadsizliğin daniskasıdır.” diyen adam?

Her sorduğuna Allah Teâlâ’nın izniyle cevap vermeye, her sorduğum soruya da adam gibi cevap almadan yakanı bırakmamaya hazırım. Buyur, işte meydan!..

Unutma ki, allah izin verdiği müddetçe ben senin ve diğerlerinin yanlışlarını yine Allah Teâlâ’nın nasip ettiği ilim ile söylemeye devam edeceğim…

Muhammed Mücahid Okcu

www.muhammedmucahid.com

RELATED ARTICLES

Most Popular

Recent Comments